Sanatını, tasarımlarını ve elbette büyük bir incelikle yaptığı dövmeleri çok beğendiğim dövme sanatçısı Mert Bilgin ile yaptığımız röportaja yakından bir göz atalım !

Öncelikle röportaj teklifini kabul ettiğin için teşekkür ederim. theMagger okuyucularına kendinden bahseder misin? Dövme sanatına olan ilgini nasıl keşfettin?

Asıl ben teşekkür ederim. Küçük yaştan itibaren elimden kalem eksik olmazdı. Uçlarının boyayabileceği her yüzeyi boyadım 🙂 Sonrasında bu ilgimi ve yeteneğimi ailemin fark edip yönlendirmesiyle lise eğitimimi, sonrasında üniversite eğitimimi güzel sanatlar üzerinde tamamladım. Dövme sanatına ilgim ise öncelikle dövme sever olarak üniversite döneminde başladı. Sonrasında bu sanatı benim gibi seven birçok arkadaşlarım oldu ve doğrusunu söylemek gerekirse onların bu sanatı icra edeceğime olan inançları sayesinde dövme sanatçısı olma yolunda bir adım attım.

Sanat eğitimininin dövme tasarımına ve o tasarımı uygulamana  nasıl etkisi oldu? Geleneksel sanat eğitimi, dövme sanatına nasıl bir perspektif kazandırıyor?

Geleneksel sanat eğitiminin teorik ve pratik olarak dövme sanatına kazandırdığı birçok faydası olduğunu düşünüyorum. Öncelikli olarak hayal gücünün kaleminize aktarımı ve bu aktarım yolunu seçerken hangi tekniği kullanacağınıza dair aldığınız eğitimin, dövmeyi tasarlama ve uygulama aşamasında da sizi yönlendirdiği konusunda büyük bir etken oluşturduğu kanaatindeyim.

Hangi dövme tekniklerini kullanmayı tercih ediyorsun? (El işi, gölgeleme, renk kullanımı, minimalist yaklaşımlar, vs.)

Daha çok “Black & Gray” adı altında bir tarzı icra ediyorum. Bu da gölgelemenin ön planda olduğu bir tarz.

Daha önce denemek istediğiniz ancak henüz gerçekleştiremediğiniz bir dövme stili veya konsepti var mı?

Aslında dövme sanatını icra etmeye başladığım andan itibaren bir arayışın içinde olduğumun farkına varmıştım. Bu sebeple bir çok tarzı deneme girişimim oldu. Ta ki “Black & Gray”  tarzıyla tanışana kadar… 2 senedir bu tarzın dışında bir denemem yok. Şu an benimsediğim bu tarzı en iyi şekilde gerçekleştirip kendimi geliştirmeye odaklanmış haldeyim.

Bir dövme tasarımını hayata geçirme sürecinizden bahseder misiniz?

Tasarımlarımı oluştururken dönemin popüler konularına öncelik veriyorum. Bu bazen bir film, politik bir olay ya da bir bilgisayar oyunu olabiliyor. Yapmaya karar verdiğim konuyu seçtikten sonra uygulamak istediğim bölgeleri değerlendiriyorum ve sonrasında bu bölgelere uygun formlarda bir flash eskisi hazırlıyorum. Tasarım olgunlaşmaya başladığı noktada sosyal medyadaki takipçilerimle paylaşıyorum. Bu paylaşım sonrasında çoğunlukla bir takipçim bu tasarımın sahibi olmak istiyor. Kısa bir görüşme sonrasında tasarımın finaline doğru şanslı kişinin ekstra isteklerini ve mikro değişikliklerini değerlendiriyor ve bitiriyorum.

Dövme tasarımlarınızda özgünlüğü nasıl koruyorsunuz? Yenilikçi ve farklı tasarımlar oluşturmak için nasıl yaklaşıyorsunuz?

Tasarımlarda doğanın sınırlarına bağlı kalmadan hareket etmeyi seviyorum. Bunun bana sağladığı sonsuz durum değerlendirmesi de özgünlüğümün kaynağı oluyor.

Müşterilerinizle işbirliği yaparak nasıl tasarımlar oluşturuyorsunuz ve Müşterilerinizle iletişim kurarken en önem verdiğiniz noktalar nelerdir?

Müşterilerimle olan iletişimim çoğunlukla onların bana ulaşmasıyla başlıyor. Bu başlangıçta en önem verdiğim husus saygı… Sonrasında onların talepleri doğrultusunda yardımcı olmak adına elimden geleni yapıyorum. Özel tasarım bir dövme yaptırmak isteyen müşterilerimi, nasıl bir tasarım istediklerine dair ön görüşmeye davet ediyorum ve tasarımı oluşturacak doneleri topluyorum. Bu süreçte fazla derine inmeden onları tanımaya gayret ediyorum ki doğru yönlendirmelerde bulunabileyim. Buraya kadar her şey sorunsuz gelirse eğer uygulamaya geleceği gün nasıl gelmesi gerektiğini ve stüdyomun kurallarından bahsediyorum.

Dövme sanatı, eskiden dışlanan bir sanat olarak ele alınırken, günümüzde daha kabul gören bir hal aldı diye düşünüyorum. Ama sanki hala gelenksel sanat dallarından ayrılıyor gibi de geliyor. Dövme sanatının geleneksel sanatlardan ayrıldığını düşünüyor musun? Ayıran bir şey  varsa o şey nedir?

Dövme her dönem ve her toplumda farklı bir anlamlandırma ile var olmuştur. Yüz yıllar içinde damgalamak, sınıflandırmak, temsil ettiği inanç vb uygulamalara rastlanmaktadır. 20.yy. da Dövme Rönesans ı sonucu modern dövme anlayışı tüm dünyaya yayılmaya başlamış, moda unsuru haline gelen ve giderek yaygınlık kazanan dövme sanatının artık popüler kültür nesnesine dönüştüğü gözlenmektedir. Bu tarihsel süreç içinde bazı hususlarda ayrıştığını ben de düşünüyorum. Bu da pratikte gerçekleştirilme şeklidir. Bu sanatı icra ettiğiniz yüzey canlı ve bunun ufakta olsa acılı bir süreci var. İnsanın kendi rızasıyla bu acıyı çekmesi, başkaca sunulan argümanların (özellikle dini inançlara dayalı olanlar) da dışlanmada etkili olduğu kanaatindeyim.

Dövme, bir kişinin kimliğini ifade etmek için güçlü bir araç olabilir. Bu konuda düşünceleriniz nelerdir?

Evet kesinlikle katılıyorum. Yine de bunu kimliğini ifade etmek amacıyla gerçekleştirmektense estetik kaygısı güderek yaptırılmasından yanayım.

Gözlemlerin ve deneyimlerine gore sence toplumun dövme hakkındaki görüşleri zaman içinde nasıl değişti? Bu görüş değişiminin dövme sanatına etkisi nedir?

Değişti fikrini kabul edebilir miyim bilmiyorum ama dövme sanatı sever sayısı arttıkça bu durumu kabullenen sayısı da doğru oranda arttı. Yani değişti demektense alıştı demeyi tercih ediyorum.

Röportajı bitirmeden önce eklemek istediğin bir şey var mı? Ayrıca dövme yaptırmak için sana nereden ulaşabiliriz?:)

Çok keyifli bir röportajdı, cevaplarken gerçekten keyif aldım:) Instragram hesabım üzerinden hem çalışmalarıma hem de bana ulaşabilirler.

Kapak Fotoğrafı: Mert Bilgin

İlginizi çekebilir: Mag Porter’dan Tolga Sümer ile Dövme Sanatı Üzerine