Bu çağda gizli kalabilen sanatçı var olabilir mi, hele de dünyaca tanınan bir sanatçı? Cevap basit gibi görünse de kendisine “Banksy” adını takmış Britanya kökenli bir sokak sanatçısı 90’lı yıllardan beri kimliğini gizli tutmayı başarıyor. Kendisi çarpıcı duvar resimleriyle ve anonim kişiliğiyle ünlenen bir sokak sanatçısı. Gerçek kimliğini yıllardır sır gibi saklıyor. Bu anonimlik durumu da kim olduğundan ziyade ne işle uğraştığının ön planda olmasını istemesinden geliyor. Hatta anonimliği öyle bir fenomen haline gelmiş ki “pop art” akımının en önemli temsilcilerinden Amerikalı ressam Andy Warhol’un sözlerini küçük bir kelime oyunuyla değiştirmesi sonucu ortaya çıkan meşhur bir sözü bile var: ‘’Bir gün herkes 15 dakikalığına anonim olacak’’.

Banksy
Banksy | Fotoğraf: banksy.co.uk

Her bir eseri dünyanın dört bir yanından dikkatle inceleniyor ve attığı her adım merakla takip ediliyor. Gündelik hayatın bir parçasıymış gibi resmettiği sisteme karşı çıkan eserleri estetik kaygısından ziyade politik kaygılar barındırmasıyla anılıyor. Baktığınızda göze oldukça hitap ediyor ama incelediğinizde altında yatan mesajların çok daha derin olduğunu görüyorsunuz. Genelde sade ve net çizgiler kullanıyor ama eserlerinin derinliği sizi alıp başka diyarlara götürmeye yetiyor. Dünyanın politik sorunlarına olan duyarlılığı ve sanatının sorunlara getirdiği büyük farkındalık onu sadece sanat camiasında değil dünya çapında öne çıkarıyor.

Onun tuvali duvarlar. Duygusunu, isyanını, tüm hislerini sokaklarda anlatıyor. Resimlerinin çoğu savaş karşıtı. Her fırsatta sokak sanatının para için yapılmaması gerektiğini vurguluyor. Dünyadaki tüketim çılgınlığını ve eserleri üzerinden izinsiz kazanç sağlayanları sert bir dille eleştiriyor. Bugüne kadar sadece bir kez eseri üzerinden para kazanılmasına izin verdi.

Banksy; 2013’te maddi sıkıntılar yüzünden kapanma noktasına gelen Bristol Gençlik Kulübü (Broad Plains Boys Club)’nün kapısına bir resim yapıyor. Adını da ‘Mobile Lovers’ yani Mobil Aşıklar koyuyor. Bir de not bırakıyor “Eserim sizindir” diye. Kulüp geçen Ağustos’ta o eseri 403 bin Sterlin’e satarak ekonomik krizden kurtuluyor.

Mobil Aşıklar (Mobile Lovers)

Mobil Aşıklar
Mobil Aşıklar | Fotoğraf: bbc.com

Banksy‘nin Mobil Aşıklar (Mobile Lovers – 2014) adlı bu resmi, bir erkek ve bir kadın olmak üzere iki kişiyi konu alıyor. Kadın ve erkek öpüşmek üzereymiş gibi birbirlerinin kollarındalar. Fotoğraf tamamen siyah beyaz, ancak kişilerin yüzlerine ve ellerine doğru daha aydınlık tonları görüyoruz.

Kadın sol elini adamın sağ omzuna koyuyor ve sağ eli adamın başının arkasında telefonu tutar vaziyette. Telefonundan gelen ışık yüzüne yansıyor. Adamın sağ eli kadının belinde, ancak sol eli kadının kafasının arkasında, telefonunu tutuyor, ışık yüzüne yansıyor. Hem erkek hem de kadın şu anda en yaygın telefon modellerinden biri olan iPhone tutuyor gibi görünüyor. İnsanlar birbirlerine bakmak yerine kendi telefonlarına bakıyorlar. 

Fotoğraf graffiti, stencil tekniği kullanılmış. Sanatta net çizgiler yok, görüntüler bulanık ve renkler soluk. Tüm fotoğraf temelde gölgeler ve ışıktan oluşuyor. Her şey bulanık ve soluk olduğundan doku çok yumuşak görünüyor. Resim gerçeğe uygun boyutta. İnsanlar arka plandaki siyah kapının üstüne resmedilmiş. Arka planın siyah olması kişilerin hiç arka plan yokmuşçasına kapının önünde duran iki insan gibi çok daha gerçekçi durmasını sağlıyor.

Banksy
Banksy | Fotoğraf: Unsplash / Jon Tysom

Gelelim Banksy’nin asıl amacına, resmin altında yatan anlama. Nisan 2014’te Banksy’nin Bristol’da çizdiği bu graffiti temelinde bulunduğumuz anı yaşamanın önemini anlatıyor. Günümüz toplumunda insanlar hayatlarını cep telefonlarında geçiriyorlar. Bu sürekli olarak telefona bağlı kalma durumu insanları toplumdan uzaklaştırıyor ve gerçek yaşam bağlantıları kurmalarının önüne engel koyuyor. Pek çok insanın sevdiklerine zaman ayıramamaktan şikayetçi olduğu günümüz toplumunda Banksy aslında sorunun zamanın yetersizliğinden değil, hayatımızda önem verdiğimiz gerçek insanlara, olaylara harcayacağımız vakti artık dijital dünyada harcıyor olmamızdan kaynaklandığını gözler önüne seriyor.

Resimdeki iki insan figürü de birbirlerine fiziksel olarak yakın gözükmelerine rağmen odakları ellerindeki o dijital aygıtta. Eskiye kıyasla dışarı çıktığımızda doğanın güzelliğine ya da iletişim kurduğu tarafa odaklanmış insanlar görmemiz çok daha zor. Çoğu insan yüz yüze görüşmektense telefonla konuşmayı ya da mesajlaşmayı tercih ediyor. Bu da gerçekle olan bağımızı güçsüzleştiriyor. Oysa anı yaşamak, anın keyfine varmak ve olduğun anda kalabilmek bir anlamda özgürlüktür, yaşamanın kendisidir. Teknoloji çağının avantajlarından yararlanırken bizi hayatlarımızı yaşamaktan alıkoyacak düzeye getirmesine de izin vermemeyi öğrenmeliyiz.

GB. England. Wiltshire. Stonehenge. Autumn Equinox. 2019
GB. England. Wiltshire. Stonehenge. Autumn Equinox. 2019 | Fotoğraf: Martin Parr

Alman felsefesinin kurucu isimlerinden Kant’a göre güzellik sadece zihinde var olan bir kavramdır. Bu da, güzelliğin izleyiciden bağımsız olduğu anlamına gelir. Bu nedenle, bir kişinin güzel olduğunu düşündüğü bir nesne/kişi, başka bir kişi için güzel olmayabilir. Banksy’nin bu eserinin birçok nedenden dolayı son derece güzel olduğunu düşünüyorum. Bu görüntü görenleri bugün içinde yaşadığımız toplumu sorgulamaya yöneltiyor.

hannes-richter-qp8prc0dy9i-unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Sadece iki sevgili ve ellerinde telefondan ibaret basit gibi gözüken bu resim görenleri çok güçlü bir mesaj aktarıyor. Bugün sosyal medya hesabında bin takipçisi olan insan belki de sadece yüzde onluk bir kesimiyle iletişime geçiyor. Günün sonunda yaşadıklarını paylaşmak içinse yüzde bir desek fazla bile gelebilir. Gerçekten anılarımızı paylaştığımız, görüştüğümüz, görmekten keyif aldığımız ve gerçekten sevdiğimiz kaç kişi var? Yine sosyal medyanın kendisinde sürekli olarak yalnızlıktan, sorunlarını paylaşamamaktan ve anlaşılamamaktan korkan bir kitleyle karşılaşıyoruz. Günümüzde toplum psikolojisinin en büyük sorunu belki de kalabalıklar içerisinde yalnızlık. Banksy de Mobil Aşıklar graffitisinde bu gerçekliği en yalın, en net ve en çarpıcı haliyle gözler önüne sermeyi başarmış.

Kapak fotoğrafı: independent.co.uk