Andy Warhol, sadece sanatıyla değil, sözleriyle ve tarzı ile de yıllarca hepimizi kendine hayran bıraktı. Kendisiyle internette gezerken Marilyn Monroe tablosu sayesinde tanışmışsınızdır ve sonra devamı gelmiştir. Warhol’la tanıştıktan hemen sonra düşünülen şudur; “Monroe gibi bir ikonu böyle farklı renklerle boyayan bir adam, çılgın biri olmalı”…

Bugün biraz Andy Warhol’dan bahsetmek istiyoruz. 1928 doğumlu sanatçı, 1950lerde New York’ta çok başarılı bir kariyerin ardından yavaş yavaş tüm Amerika’da üne kavuşmuş. Kariyeri sırasında Glamour Magazine, Harper’s Bazaar, Tiffany & Co gibi en iyi markalar için çalışmış. 1962-1968 yıllarında yine NY’da açtığı The Factory adlı stüdyosunda birçok çalışma yapmış, daha sonrasında açtığı bütün stüdyolara “fabrika” adını vermış. İlk “fabrika”sından ayrılmasının nedeni ise 1968 yılında radikal feminist bir senarist olan Valerie Solanas tarafından vurulup, yaralanmasıymış. Ne yazık ki ilk gerçek Factory’nin olduğu bina şu an yerinde yok.

Andy Warhol

Warhol’un Pop-Art’ın günlük objeleri kullanarak, renkli, aynı zamanda abartıdan uzak bir sanat akımı olmasındaki rolü en büyük. Önceleri boyadığı Campell çorba konservelerinin yerini daha sonralarında Marilyn Monroe, Elvis Presley, Jackie Onasisler almış. Warhol, günlük, aslında değersiz objelerle yarattığı sanat için her zaman “hiç” olan şeylerin özünden bir anlam çıkarmak istediğini belirtmiş. Warhol’un sadece boyama, tablo çalışmaları yok tabii. Kendisi film ve belgesel yönetmenliğiyle çok başarılı çalışmalara imza atmış. Sleep – Uyku (1963), Kiss – Öpücük (1964) gibi filmleri kendisinin ilk yönetmenlik deneyimleri. Ayrıca 1966’da çektiği “Chealsy Girls” belgeseli sayesinde New York’ta, Los Angeles’ta film camiasının ilgisini çekmiş, bu endüstriye yeni bir bakış açısı kazandırmış.

Warhol’un Pittsburg’de bir müzesi ve bir de vakfı var. Çalışmaları ise tüm dünyada sürekli olarak galerilerde gezilebiliyor. Ölümünden 24 sene geçmesine rağmen, Warhol, görsel sanatlar konusunda dünyada en etkili figürlerden ve tasarımcı, artist ve yönetmenler için büyük bir ilham kaynağı…