Son dönemde açık hava etkinliklerinin artması ile Moda Sahnesi’nin 2019’dan beri oynayan oyunu “Yeni Bir Şarkı”yı, Enka Eşref Denizhan Açıkhava Tiyatrosu’nda, çok taze olan yeni sezon oyunu “Suzy Storck”ı ise pandemi önlemleriyle uzun bir aradan sonra kapalı salonda izleme fırsatı buldum. Siz de sinema yerine tiyatroyu canlı performanslarla daha etkileyici bulup tercih eden tiyatroseverlerdenseniz, oyunlarla ilgili fikir verebilecek yazımla sizi baş başa bırakıyorum, keyifili okumalar.

Moda Sahnesi’nde İki Oyun

Yeni Bir Şarkı 

Yeni Bir Şarkı’da, Melis Birkan ve Caner Cindoruk, 4 yıl önce ayrılan ve yıllar sonra boşanma davası için bir araya gelen, dava sonrası birbirinden habersiz çok bildikleri, evliliklerinin ilk 3 ayında kaldıkları, güzel anılarla dolu bir otelde kalarak “tesadüfen” tekrar karşılaşmış bir çifti oynuyorlar.

Karşılaşmak için aynı otelde kalan, gece boyu konuşmayı sonlandırıp odalarına çekilmeyen, birbirini hala seven, ilişkiyi kağıt üzerinde bitirebilmiş kırgın, üzgün ve öfkeli iki insan… Hikâye ise otelin barında gece boyu geçmişin hesaplaşması üzerine kurulu.

“Hiçbir bitiş bu denli kesin olamazdı…” 

Oyun ağır akıyor, metin ve diyaloglar çok derin. Kadın nazik, zarif ve mesafeli, adam ise pişman, üzgün ve umutsuz. Ortamda aldatma, öldürmeye teşebbüs ve intihar var. Duyguları, birbirleriyle uyumları ve  diyaloglar aracılığı ile seyirciye güzel geçiriyorlar. 

“Ya ölmüş olsaydık, ölüm bile mi?”

Anne-Marie (Melis Birkan) karakterinin geçmişte kendiyle zaman geçirip, bundan keyif alıyor olduğunu keşfetmeye başlaması ve Michael’in (Caner Cindoruk) bu durumu kıskanıyor olup, aldatılıyorum şüphesiyle rahatsız olması, ilişkilerdeki zamanla kaybolan bireysellik ve kişinin kendine yabancılaşmasını hatırlattı bana. 

“Bilmiyorum, ama belki evet, ölüm bile.”

Paralelde oyunun sahne tasarımı ve dekoru da çok yaratıcıydı. Kadın ve adamın arkasında o andaki duyguyu görsele dönüştüren pembe ve mavi ekranlar var. Geçmişe gidilen diyaloglarda, yine bu ekranlara oyuncuların yakın ve farklı açılardan çekimleri yansıtılarak, geçmişteki duygunun izleyiciye aktarılması çok başarılı bir fikir olmuş.

“Korkunçtu, seni senden kıskanıyordum.” 

img-20210921-wa0016
Yenir Bir Şarkı | Fotoğraf: Bahar Coşkun

Oyunla ilgili tek eleştirim, karakterlerin birbirleriyle sizli-bizli konuşuyor olmalarıydı. Bu durum, oyunun en başından itibaren gerçekçi durmadığı için dikkat çekip, seyircinin hikâyenin içine girmesini zorlaştırıp, karakterlere inancını zedeliyor.

İyi Bir Şarkı’yı Marguerite Duras, 1965 yılında “La Muscia” adıyla BBC için radyo oyunu olarak yazmış ve daha sonra “La Musica Deuxieme” olarak yeniden yayınlamış. 1991 yılında Türkiye’de Ayrılık Müziği ismiyle kitap olarak basılıp, akabinde şehir ve devlet tiyatrolarında sahnelenmiş. Tek perde, 65 dakika olan bu psikolojik drama tadındaki oyun Moda Sahnesi’nde 2. sezonda izlemek için buraya tıklayabilirsiniz.

Suzy Storck

Moda Sahnesi’nin bu sezon yeni oyunu “Suzy Storck” ise oyundaki koronun da dediği gibi; “Zaman, mekan fark etmeksizin, 350 bin yıllık insanın hikâyesinde kadının payına düşeni” anlatıyor.

Suzy, kendisinin ve yeteneklerinin farklında, hayalleri, hayatta yapmak istedikleri olan bir kadınken toplum, annesi ve en son sevgilisinin de baskılarıyla tüm hayallerinden vazgeçip, eril egemen düzenin ondan beklentilerini istemeyerek gerçekleştiriyor.

11-9-2021-15-10-03-1
Suzy Storck| Fotoğraf: Moda Sahnesi

İş görüşmesinde ilk defa fikri soruluyor, kendiyle ilgili soruya nasıl cevap vereceğini bilemiyor çünkü hiç fikri sorulmamış. Çocuk istemiyorum cevabına tepkiler alıyor ve daha fazla mücadele edemeyerek ya da etmeyerek evleniyor. Çok sevdiği “tavukları tartıp etiketleme” işinden ayrılıyor, istememesine rağmen yine toplum baskılarıyla 3 çocuğu oluyor, zaman içinde işler tamamen kontrolden çıkıyor, cinsel ve fiziksel şiddete maruz kalıyor, hayatının rutin sorumlulukları içinde mekanikleşiyor ve bu mekaniklik içinde bir gün hata yapıyor.

Oyunun hem çevirmeni hem de Suzy karakterini canlandıran Reyhan Özdilek’e performansından dolayı hayran kalmamak elde değil. Çok çarpıcı, etkileyeci, izlerken yaşatan bir oyun, tek perde, 90 dakika. Sadece oyun sırasında koronun bazı detayları “üç” kere tekrar ediyor olması rahatsız edici derecedeydi, belki bu kısmın daha farklı uyarlanabilirdi diye düşündüm sonrasında. Dekor ve sahne tasarımı da çok ilgi çekiciydi, kocaman bir masa üzerinde dikiş makinası, yerlerde kumaşlar, masa ise bazen evin kapısı, bazen ise yatak…

Merak edenler için 2 yıl sonraki ilk kapalı salon deneyimimi paylaşmam gerekirse, sahne salonun ortasına alınmış, izleyiciler birer boşlukla ve maskeleri ile sahnenin her iki tarafına yerleştirilmişti, salonun da tavanı yüksek, ortam ferah ve mesafeliydi.

“Bana rağmen örgütlenen şeyin altında eziliyorum.” 

11-9-2021-15-10-05-3
Suzy Storck | Fotoğraf: Moda Sahnesi

Fransız yazar Magali Mougel’in 2013 yılında yayınlanmış kitabından çevrilen oyunda, toplum tarafından rolünü oynamaya zorlanmış, kendinden, hayallerinden ve kadınlığından vazgeçmiş, yeterince mücadele edememiş bir kadının pişmanlığını antik Yunan trajedisi esintileriyle, Suzy’nin çocuklarını öldüren Yunan efsanesi Medea ile benzerliklerini yakalayarak izliyoruz. Şimdiden iyi seyirler…

Kapak Fotoğrafı: Moda Sahnesi

İlginizi çekebilir: Eda Geven’den 25. İstanbul Tiyatro Festivali