Mor ve Ötesi’nin yeni albümünde yoğun ve romantik bir Beyoğlu rotası keşfediliyor. ‘Hit’i Beyoğlu olan bu albümde ilk klibi kalplerde çoktan çekilmiş “Park” şarkısı albüme önderlik ediyor, ağaçlar ve ormanlar arasında… Tünel, İstiklal ve Park. Bu ekseni, denizden yukarı ve deniz seviyesine doğru, araya tramvay ve metroyu da katarak kaçımız kat etmemiştir ki? Şimdi bu müzikal hattın bir de albümü var şimdi; Mor ve Ötesi’nden Sirenler.

Mor ve Ötesi, Sirenler
Mor ve Ötesi, Sirenler | Fotoğraf: Cumhuriyet

Sirenler, Mor ve Ötesi’nin 21 Ocak 2022 tarihinde çıkan 8. stüdyo albümü. Toplam 11 şarkı var albümde ve grubun 10 senedir yeni albümsüz olduğu varsayıldığında en özlenen ve beklenen albümü diyebiliriz. Grubun vokali Harun Tekin, bu on yıllık ara için şu yorumda bulunmuştu: “1999’dan 2012’ye kadar 2-3 yılda bir albüm yayınlıyorduk. Belli bir noktadan sonra grupların sınırları olabiliyor. Bu tüm gruplar için geçerlidir. Bu bir nevi metal yorgunluğu da olabiliyor.”

Albümün tüm müzik ve sözlerinin 2019’dan sonra üretildiğini öğreniyoruz. Kayıt aşamaları ise 2021’de başlamış. Albüm kapağında yer alan 3 renkli (mavi, kırmızı, mor) soyut görsel hayli dikkat çekici. Albümün 11 şarkısına hakim olan zaman temasının etkisiyle bu kapak seçiminin 1960’ların grafik eğilimlerine yaklaştığı söylenebilir. Teması “geçmiş, şimdi, gelecek”, yani ortalama olarak zaman temalı bu albümün konseptinin de tam olarak 1960’ların dünyasında, hatta İstanbul’unda ve Beyoğlu’nda yoğunlaştığı gözlemleyebiliyor. Tünel-İstiklal Caddesi-Gezi Parkı ekseninde zaman anlamıyla 3 rengin yanı sıra üç de felsefi kavram var aslında, şarkı sözlerinin bütününe göz gezdirdiğimizde: Karanlıktan Çıkış (Tünel), Uzun Yürüyüş (İstiklal), Ağaçların Sessizliği (Park).

sirenler
MVÖ’nün yeni albüm konsept web sitesi| sirenler.com

İster istemez MVÖ’nün 10 senelik sessizliğinin ilk büyük nedeninin belki de grubun Gezi Parkı direnişlerinin hemen sonrasında, grup “ozanlarının” müzik evreninin ve insanda uyandırdığı varoluşsal düşüncelerin de katkısıyla üçüncü renk ya da konseptle tanışmış olmalarından kaynaklandığını düşündüğümü söylemeliyim: Mor ve Ağaçların Sessizliği.

Hayli iddialı olacak ama MVÖ, bu albümün anısına açtığı henüz tek sayfalık sirenler.com adlı konsept web sitesinde Franz Kafka’nın “Sirenlerin Sessizliği” öyküsünden alıntılanan şu fragman bu tezimi doğrular nitelikte. “…ama sirenlerin şimdi kendi şarkılarından daha korkunç bir silahı vardı: suskunlukları.” Bir diğer aynamız da aynı sitede yer alan Homeros’un İlyada dizelerinden ileri geliyor kuşkusuz: “akhalar’ın şanı şerefi, durdur gemini de duy bizim sesimizi biliriz biz engin troya’da olup bitenlerin tümünü,
biliriz biz neler olur neler biter bereketli topraklar üzerinde..
.”

youtube play youtube play

Diyebiliriz ki Türkçe Rock’ın ışıksız ve karanlık her türlü dehlizlerinde, aynı zamanda MVÖ diskografisinde yerini alan en derinlikli albümlerden birisi olmuş Sirenler. İstanbul’un Yeni Truva olmadığını, Güzel Helen’in Beyoğlu’nda hayat kadını olarak yaşamadığını, ve Sirenlerin çanları çalanlar ve onları susturmak için “çalanlar” için çalmadığını kim öne sürebilir ki?

Kapak Fotoğrafı: Milliyet

İlginizi çekebilir: Ayça Yenigün’den Marillion