Yoğun ve uzun sürdü fakat elektronik kitap, e-kütüphane ve e-kaynak gibi terimler için gündoğumu hâlâ devam ediyor diyebiliriz. Öte yandan 30 yıldır süren bu elektronik içerik birikimi hanidir içinde olduğumuz metaverse dünyasının da önemli ve hazır altyapılarından birisi olacak gibi görünüyor. İnternet ortaya çıktığında boş olan elektrik kitap rafları bu yeni sanal evrende tamamen dolu durumda. Türkçe e-içerik ve dijital kütüphanecilik alanlarında en iyi uzmanlardan birisi olan ve bu konuda öncü firmalardan Sayısal Grafik’in proje yönetmeni Serdar Katipoğlu ile A’dan Z’ye sanal kitap evrenine dair kısa bir sohbet etme şansı yakaladık.

eyh4gwkw8aecmks
Serdar Katipoğlu | Fotoğraf: Sayısal Grafik Arşivi

Kitap, kütüphanecilik ve e-kütüphanecilik bağlamlarında Serdar Katipoğlu’nu tanıyabilir miyiz?

Ben Hacettepe Üniversitesi Kütüphanecilik ve Enformasyon Bölümünden mezun oldum. İlk olarak ODTÜ Kütüphanesi’nde işe girdim. Burada çalışmaya başladıktan bir süre sonra kütüphanenin mükemmel olmasının bende yarattığı etkiyle mesleğimde ilerleme kararı aldım. ODTÜ Daha sonra, kuruluşu aşamasında Bilgi Üniversitesi’ne transfer oldum. On altı yıl Bilgi Üniversitesi’nde kurucu kütüphane direktörü olarak çalıştım. İlerleyen dönemlerde kütüphanenin adını “Kütüphane ve e- Kaynaklar” olarak değiştirdik. Günceli yakalamıştık artık. Borusan Müzik Kütüphanesi, Vitali Hakko Kütüphanesi’nin kuruluş süreçlerinde kurucu danışmanlık yaptım. 2011 yılı başında Bilgi üniversitesinden ayrılıp özel sektörde e-kitap özellikle de Türkçe e-kitap üretimini alanında çalışmaya başladım. Akademik ortamda tüm e-kitap ve e-dergilerin tümünün İngilizce dilinde olması beni her zaman niye bir Türkçe e-kitap veri tabanı yok sorusuyla baş başa bıraktı. Yapılması için de beni motive etti.

E-Kitap, elektronik kitaplık ve e-kütüphane kavramlarını biraz açabilir misiniz?

Elektronik ortamda oluşturulan ve elektronik ortamda okunan kitaptır. İçeriği kağıt kitabın aynısıdır. Teknik üstünlükleri de vardır; üzerinde not alırsınız, elektronik olarak altını çizebilirsiniz. Ayrıca raftan çalınmaz, tozlanmaz. Piyasada perakende satış için üretilen tek tek e-kitapların derlenip bir platforma toplanmasına e-kütüphane diyoruz. Örneğin; 5.000 adet e-kitabın bir platformda beraberce bulunması. Bu 5.000 e-kitabı bir arama motoruyla platformda araştırabilir ve okuyabilirsiniz. Perakendede e-kitapları birey satın alır. E-kütüphaneye ise okullar, üniversiteler abone olur.

panel-3-1
Pandemi Paneli | Fotoğraf: Sayısal Grafik arşiviı

Yanılmıyorsam Sayısal Grafik, sizin akademik hayatınız sonrasındaki bir özel girişiminiz. Bu çalışma nasıl başladı ve devam ediyor?

2015 yılından beri de Sayısal Grafik firmasında çalışıyorum. Burada Sayısal Kitap: Türkçe Sayısal Kütüphane veri tabanı oluşturduk. Her tür kütüphanenin abone olduğu bir Türkçe kitap veri tabanı. Böylece bir anlamda amacıma birey olarak ulaşmış oldum. Aynı zamanda bize gelen e-kitapları yurtdışındaki e-kütüphanelere de satmaya başladık. Bir tür kültür ihracatı. E-kitaplaşma sürecinde e-kitabın önündeki en büyük engel yayınevleriydi. Onlar hala kağıt kitap basmak istiyorlardı. E-kitap korsan düşer, izleyemeyiz ve maddi olarak zarar ederiz benzeri kaygıları vardı. Pandemi ile bu  devir nihayet sona erdi. Cağın gereğine uymuş oldular.

Ülkemizde dünyaya paralel olarak elektronik yayıncılık ve kütüphaneciliğin yakın tarihi ve geleceği, mevcut durumu hakkında bizi aydınlatabilir misiniz?

Türkiye’de elektronik yayıncılık ve e-kütüphanecilik bayağı popüler oldu ve ilerleme yolunda. Özellikle birçok eski kaynak ve bilim kaynakları açık erişimle kamuoyunun kullanıma sunuluyor. Fakat e-kitap ve e-dergi yurtdışında çok büyük bir ticari alanken biz bu alanda yol almakta olanlardanız. Örneğin ABD ve AB ülkelerinin yanı sıra Çin, Hindistan, G. Kore’de İngilizce akademik e-kitaplar, e-dergiler kısacası e-kaynaklar üretip dünyanı her yanına satabiliyorlar.

E-kitap
E-kitap | Fotoğraf: Unsplash/@felipepelaquim

Siz hem perakende hem de kolektif olarak e-kitap çalışmalarını bir arada yürütüyorsunuz SG’de. Teknik olarak bu çalışmanın boyutları ve zorlukları, gelişme çabaları nasıl bir geleceğe doğru gidiyor?

E-kitap üretim ve kullanım teknolojisi  ve ortamları da sürekli gelişiyor ve değişiyor. Bazen bu gelişen teknolojinin e-ürünü tek  başına bir cazibe merkezi oluyor. İleride içeriğin öneminin zayıflayacağı bir durumla karşılaşabiliriz. Teknoloji fetişizmi içeriği yok edebilir. Öykü dışında diğer türdeki kitap parçalanabilir. Bence asıl sorun okuma eyleminin ileride çok kısa süreye indirilebileceği. Uzun soluklu okuma yerine,  göz atar geçerim anlayışı bu teknolojik ortamda egemen davranış biçimi olacak gibi. Altyapı bunu yaptırabilecek. Yaygın kullanımda içeriğin önemi zayıflasa da, gerçek okuyucu ve araştırmacı hala kaliteli içeriğe ulaşmak isteyecek. Sayısal Kitap nicelik içerisinde niteliği öne çıkararak bunu kolaylaştırmayı amaçlıyor.

Dünyada çok gördüğümüz oranda sanırım ülkemizde ve dilimizde elektronik ortamda başlayıp süresiz devam edilebilen bir e-yazarlık durumu henüz örnek olarak bir yükselişe sahip olmadı. Bunun nedenleri ne olabilir? Sizce sektör bu yöne gitmeli mi ve zorlukları varsa nasıl aşılabilir?

E-yazarlık da birey olarak devam edebilir. Yazarlığın yeni türleri ortaya çıkabilir. Yakın geçmişte yabancı bir ülkede bir yazarın başladığı bir romanı birçok farklı kişi de belirli bölümlerini yazarak, sahibi olmayan bir hiç bitmeyen e-roman türü ortay çıkardılar. Fantastik bir örnek. Fakat görünen, e-kaynak da yayınlamaya başlayan yayınevleri piyasayı pek boş bırakmayacak gibiler. Özellikle yur dışında şimdiden bunu görüyoruz.

E-kitap
E-kitap | Fotoğraf: Unsplash.com/@perfecto_capucine

Kültür tüm dünyada olduğu gibi, devletlerin en çok destek vermesi zorunlu alanlardan birisi. E-yayıncılık anlamında biz neresindeyiz bu olgunun?

Devletler ellerinde bulunan ve telifi bitmiş geçmişe ait belgeleri erişime açmalılar. E-kaynakların dijital doğanları vardır bir de dijitalleştirilmiş olanları vardır. Dijital doğanlar basım aşamasında e-kaynak gibi basılma seçeneği bulunanlardır. Dijitalleştirilmiş olanları ise sonrada tarayıcılarla taranıp elektronik ortama, sanal ortama aktarılanlardır. Devletler bu dijitalleştirilmiş kaynakların oluşturulmasına yoğunlaşmalıdırlar, bir tür arşivciliğe…


Ek olarak devletler e-kütüphaneler kurmalı buralara telifli e-kitap, e-dergi veri tabanları ve platformlar almalı veya abone olmalıdırlar. Almanya’ da çalıştığımız partner şirkete biz e-kitaplarımızı gönderiyoruz. Onlar de bütün devlet kütüphanelerine satıyorlar. Danimarka Kraliyet Dijital Kütüphanesi bizim veri tabanımıza 3 yıldır abone. Devlet iyi bir alıcı olmalı. Destek olmalı.

Akıllı telefonlarla tabletlerin birbirlerine çok yakınlaşması ve e-okuyucuların bu durumdan etkilenmeleri göz önüne alınırsa, araçsal anlamda bireysel elektronik kitap kullanımı ve tüketimin yakın geleceği sizce nereye doğru evriliyor? E-gözlüklerle yürürken veya seyahatte kitap okuyabileceğimiz günler yakın mı?

Zaten e-kitaplar artık mobil uyumlu olarak üretiliyor. Sesli kitaplar da moda oldu. Okuma sadece okuma olmalı. Birçok işi bir arada yaparken okumayı da buna dahil etmemeli. Uzun erimli okuma eylemi ileride ortadan kalkacak  gibi bir hissim var maalesef.

E-kitap
E-kitap | Fotoğraf: Unsplash.com/@perfecto_capucine

Metaverse evreninde çok sivrilen NFT çalışmalarını değerlendirdiğimizde e-okuma kültürü bu yeni alandan nasıl etkilenecek sizce?

Yukarıda bahsettiğim e-yazarlık gerçekten olacaksa belki blok zincir ortamında daha başarılı olabilir. Yazanı belli okuyanı belli. Ortamda bir aracı, bir denetçi  yok. Yayınevi tümüyle yok olabilir.

Soramadığımız dolayısıyla konuşamadığınız konular hakkında bu son soruda size özgür bir cevap alanı bırakmak istiyorum. Son olarak tutkuyla yaşadığınız elektronik kitap ortamına dair duygu, görüş ve düşüncelerinizi almak isterim?

Teknoloji ve içerik çatışmalarına şahit  olacağız duygusuna sahibim. Teknoseverler farkında olmadan içeriği yok ediyorlar. Diğer taraftan, teknoloji ve içerik birlikteliği,  insanlığın kültüre en büyük armağanı olacaktır.

Kapak Fotoğrafı: Halil Gökhan

İlginizi çekebilir: Ece Arda’dan Biryudumkitap