Toskana’nın uçsuz bucaksız yeşillikleri arasına gizlenmiş Siena, Ortaçağ’ın ruhunu hala yaşatan, geçmişi günümüzde en kusursuz haliyle taşıyan İtalyan kenti… Roma imparatorluğunun kuruluş efsanesine ev sahipliği yapan, yüzlerce yıllık geleneklerine tüm bağlılığı ile devam eden Siena, masal kitaplarının arasında gizlenmiş sokaklarıyla kendinizi geçmişin izini süren maceracı gibi hissedeceksiniz. İşte Romulus efsanesinin ev sahibi Siena’dan birkaç güzel not…

Siena
Siena | Fotoğraf: unsplash.com/@ondealfa

İtalya’ya gittiğinizde her kentin bir renginin ve kokusunun olduğunu görebilirsiniz. Roma’da pencerelerinizi açtığınızda burnunuza şarap kokuları vururken gözleriniz, turuncunun her tonuyla hayat bulan binaların estetiği ile mest olur. Siena’da ise şarap kokusu yerine fırın, turuncu binalar yerine toprak renklerinin hakim olduğu binaları görebilirsiniz. Siena, İtalya kentleri arasında en şahsına münhasır olanı denebilir. Doğa, hiçbir yapaylığa maruz kalmadan tarih ile kucaklaşa dururken kahve ve fırın kokusu harman olur. Siena’da turlara bağlı kalmadan kısa bir keşif macerasıyla en atıl kalmış yerleri keşfedip gezinizi daha özel kılabilir, hiç kimsenin yakalayamadığı anları kaydedebilirsiniz.

Sinea Tarihi

Siena
Siena | Fotoğraf: unsplash.com/@matteokutufa

Siena gezisine  başlamadan evvel ortaçağ kentinin geçmişten günümüze gördüklerine, ağırladıklarına ve uğurladıklarına biraz değinebiliriz. Siena’nın kuruluşu da her Roma kentinin kuruluşunda olduğu gibi bir efsane ile başlar. Siena, Roma’nın kurucusu olan Romus’un oğulları Senius ve Acius tarafından Roma’ya bağlı bir kent olarak kuruluyor. Bu yüzden Sinea’nın her köşesinde Romus ve Romulus’un dişi bir kurt tarafından emzirildiği motiflerleri görebilirsiniz. 

Kurulduğu günden itibaren banka ve dokumacılıkla geçinen Siena halkı, Avrupa’nın en önemli ve zengin kenti haline geliyor. Floransa ile komşu olan Siena, ekonomik olarak güçlenmeye ve önem kazanmaya başladıkça komşularının dikkatini çekmeye başlıyor. Özellikle Floransa, Siena’nın güçlenmesinden rahatsız oluyor ve bu rahatsızlık zaman içinde ciddi çekişmelere neden oluyor. 

Siena | Fotoğraf: unsplash.com/@kirstengraphicdesign

Floransa ile mücadeleye giren Siena, bulaştığı veba salgınından ciddi bir hasarla çıkıyor. Veba salgınının patladığı 1348 öncesinde 100.000 olan Siena nüfusu, salgından sonra 30.000’e kadar düşiyor. Böylesi bir kıyımdan sonra Floransa ile mücadeleye girecek gücü kalmayan Siena, bu tarihten itibaren Floransa’nın gölgesinde yaşamak zorunda kalıyor. Bu durum o dönem için kötü olsa da Siena’nın geçmişten günümüze hiç bozulmadan gelmesini sağlayan en önemli nedenlerden biri.

Siena Gezi Notları

Gezi Notları | Fotoğraf: unsplash.com/@achimr

Siena’da tren garından şehir merkezine doğru geldiğinizde ilk durağınızı şehrin merkezi olarak kabul edilen Campo olmalıdır. Burada şehre bir göz attığınız şehrin yapısını anlayıp notlar alarak gezi rotanızı belirleyebilirsiniz. Campo Meydanı, ‘yarış alanı’ anlamına geliyor. Bu meydanda 700 yılı aşkın zamandır senede iki defa at yarışı yapılıyor. Palio adı verilen bu yarış Meryem Ana’ya ithaf ediliyor. Palio yarışları, Siena’da yer alan 17 mahalle arasında yer alıyor ve toplamda 90 saniye sürüyor. 13. yüzyıldan beri devam eden Palio yarışları, yüz binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşiyor.

Campo Meydanı

Campo Meydanı
Campo Meydanı | Fotoğraf: unsplash.com/@aitac

Ortaçağ ruhunun hiç bozulmadığı Siena sokaklarında gezerken yollar sizi hep aynı noktaya çıkarıyor. Siena’da gezerken yolunuz muhakkak ama muhakkak Piazza del Campo’ya düşer. Siena’nın masallara hayat veren sokaklarında yürürken kendinizi biran şehrin en eski ve karakteristik yapısı olan Campo Meyda’nına bulabilirsiniz… Belediye binası ve sarayların yan yana sıralandığı Campo Meydanı, 15. yüzyıldan bozulmadan, her geçen gün güzelliğine güzellik katarak günümüze ulaşmış. Turistlerin uğrak noktası olan bu meydana gelirken muhakkak kahvenizi ve Siena’nın geleneksel tatlılarını almayı ihmal etmeyin. Piazza del Campo’da eksik olmayan ressamların çalışmaları arasında Ortaçağ’ın ruhunu iliklerinize kadar hissetme olanağı yakalayabilirsiniz.

Duomo di Siena

Duomo di Siena
Duomo di Siena | Fotoğraf: unsplash.com/@tommaomaoer

Siena’nın neredeyse her yerinden gözünüze çarpan Duomo Katedrali, 13. yüzyıldan günümüze ulaşan en nadide eserlerden biri. Eserin kendisinin de kıymetli olmasının yanında Donatello, Lorenzo, Bernini ve Giovanni gibi sanatçıların eserlerinin yer alması yapıyı daha da kıymetli kılıyor. Siena’nın neredeyse her tarafından görünen Duomo Katedrali, şehrin genelinin hakim olduğu toprak tonları dışında siyah ve beyaz olarak tasarlanıyor. Katedralde siyah ve beyaz renklerin kullanılmasının nedeni ise şehrin kurucuları olan Senius ve Aschius’un temsil ediyor olması. Ayrıca Duomo di Siena’nın hemen bitişiğinde Papa III. Pius tarafından yaptırılan Piccolomini Kütüphanesi yer alıyor.

Siena Sokakları

Siena Sokakları
Siena Sokakları | Fotoğraf: unsplash.com/@chseeyau

Siena’da nereye giderseniz gidin karşınıza kitaplarda okuduğunuz, filmlerde gördüğünüz sahneleri yaşamaya hazırlıklı olun! Kafanızı çevirdiğiniz her yerde bambaşka bir Ortaçağ hikayesine tanık olabilirsiniz; sanatın gerçekten de Toskana’da doğduğunu en şeffaf haliyle görürsünüz. Birkaç saatlik bir keşif turuyla sonunu kestiremediğiniz yollarda hiç beklemediğiniz ucu bucağı olmayan Toskana doğasıyla karşı karşıya gelebilirsiniz…

Kapak Fotoğrafı: unsplash.com/@matteokutufa

İlginizi çekebilir: Gökçe Ece Oksay’dan Bolonya