Üslubu ve duruşuyla isminden önce hatırlanan bir sanatçı, geleceğe ışık tutan bir hazineyi temsil ediyor. Dönemler içerisinden geçerken zamanı saatlerin dışında ölçenlerin elbette derin rutinleri vardır. İşin politik kısmı dışında da geçtiğimiz iki yıllık sürecin güçlü parçalarından biri olan Timur Çelik’i, David Lynch’in vefatının hemen ardından kaybetmiştik. Bu rastlantı ilgi çekici; ileride sosyal medyada David Lynch taziyeleri görüldüğünde bir kesim onu hemen hatırlayacak.

timur_celik_portre
Timur Çelik | Fotoğraf: ArtDog İstanbul

Kendisi 1960 yılında Gümüşhane’de doğuyor. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun oluyor. 1993’te Berlin’e taşınarak sanatını daha özgür bir ortamda devam ettirmek istese de Türkiye gündeminden kopamıyor. Resimlerinde genellikle toplumsal olaylara, gündeme ve politik figürlere yer veriyor. Birçok uluslararası sergiye katılıyor. Eserleri Berliner Liste, Max Liebermann Haus Berlin ve Künstlerhaus Bethanien Berlin gibi galerilerde sergileniyor. Tophane-i Amire İstanbul, CerModern Ankara ve Contemporary İstanbul’da yoğun ilgi görüyor. Timur Çelik’in, son iki yıldır magazinel boyutta maruz kaldığımız politik konular üzerinden yaptığı cesur ve sakin resimleri özellikle bir kitle tarafından büyük ilgi görüyor. Sakin, çünkü onun resimlerine bakıldığında yüzünüzde bir gülümseme beliriyor. Ya da bir hüzün kaplıyor. Ya da çok şaşırtıyor. Bıçakları çıkarmadan sessizce resimlerini inceleme ve bir dönemi olduğu gibi yansıttığı gerçeğini kabul ettiriyor. Sanat toplum içindir kavramını kendi tarzıyla yorumluyor. 

timur_celik_bulent
“From Erdoğan” Serisi | Fotoğraf: KadıköyMag

Resimlerini incelediğinizde; Türkiye’nin toplumsal hafızasında yer etmiş her türlü politik figürü, unutulmaz film karakterlerini ve toplumda tanınmış kişilerin sanki bir karnavalmışçasına bir arada bulunduğunu, görmek mümkün. Özellikle bu son dönemde politikacılar dışında; Birol Ünel, Bülent Ersoy gibi farklı karakterleri resimlerinde gerçekçi bir şekilde bulmak ve aynen resmetmek onu farklı kılıyor. Her ne kadar gerçekçi bir tarzı olsa da çizdiği kişilerin sürrealist karakterleri göze çarpıyor. Bu da aslında 1993 ve 2025 seneleri dönemiyle ilgili geleceğe bir köprü kuruyor. Gelecekte bir gün saatleri ayarlamak isterseniz kesinlikle zamanı ölçebileceğiniz bir sanatçı ve bunu gerçekten ölmeden kısa bir süre önce yapması onu kutsallaştırıyor. 

timur_celik_dilan
“Dilan” | Fotoğraf: Instagram

Resmedilen kişilerin bakışları ve mimik detayları, ressamın izleyicilerde uyandırmak istediği duyguları net bir şekilde aktarıyor. Bu sayede eser iki boyutlu tuvalden çıkıp ortak bir gerçekliğe dokunabiliyor. Bu konuda yorumu da tamamen kişiye bırakıyor. Ben ilk resimlerini ve ölmeden önceki işlerini çok değerli buluyorum. Dilan Polat’ın kafasına taktığı para buklelerini sanata dönüştürmek hem sıra dışı hem de dikkat çekici bir tercih. Dilan’ı hiç tanımayanların bu tabloya olan yorumlarını merak ettim doğrusu. Aynı zamanda Fatih Akın filmlerinin en değerli yüzlerinden Birol Ünel’in portresini yine aynı fırça darbeleriyle resmetmek dönemin çeşitli aktörlerini bir şekilde kesiştiriyor. 

timur_celik_bogazici
”Nr.” | Fotoğraf: X

Boğaziçi Üniversitesi için yaptığı resimde, yine bu dönemi yansıtan eserlerinden biri. O yüzden ilk bakışta ressamı tanımayan kişilerin şaşırması çok normal. Aslında son dönemlerde biraz daha popüler olması da bu yüzden. Yine aynı dönemlere denk gelen 6 Şubat depremi sonrası ‘Enkaz ile Ali’ ve ‘Hatay-Rönesans Rezidans’ resimleri de aynı gerçek vurguyu hissettiren eserlerinden. Bu tarz, kendisinin Duygusal Gerçekçi yaklaşımı benimsediğini ortaya koyuyor. Sadece estetik bir bakış açısıyla değil, aynı zamanda tarihsel ve sosyal bir yorumlama gücüyle de ölümünden sonra tanınma (Posthumous Recognition) potansiyeline sahip Çelik’in sanatı, izleyicileri düşünme ve güldürme potansiyeline sahip. 

timur_celik_enkaz
“Hatay-Rönesans Rezidans” | Fotoğraf: Bianet

Sanat dünyasında mizahi ve eleştirel yaklaşımlar genellikle zamanla daha fazla anlam kazanıyor çünkü bu eserler, belli bir dönemin ruhunu ve sosyal atmosferini yansıtıyor. Örneğin, Daumier ya da Goya gibi sanatçılar, politik figürleri eleştirel ve çarpıcı bir şekilde tasvir etmiş ve tarih boyunca unutulmaz eserler bırakmıştır. Timur Çelik’in eserleri, bu bağlamda hem bir belge niteliği taşıyor hem de farklı tarzlarda sanatseverlerin dikkatini çekme potansiyeli çok yüksek. 

timur_celik_deprem
“Enkaz ile Ali”, tüyb | Fotoğraf: Bianet

Timur Çelik’in eserlerinin, gelecek nesiller tarafından da keşfedilerek toplumsal hafızamızda kalıcı bir yer edinmesini dilerim. Umarım eserleri, hem geçmişe hem de geleceğe ışık tutarak sanat dünyasında unutulmaz bir iz bırakır.

Kapak Fotoğrafı: Artful Living

İlginizi çekebilir: Ece Zeren Aydınoğlu’ndan Hikâyelerin İzinde Sanatı Anlamak