Mimarinin yeni çıkan ucuz malzemeler ile şekillendiği bir dönemdeyiz. Temelindeki kavramından bambaşka şekilde uygulanan kentsel dönüşüm,tarihe ev sahipliği yapmış binaları yok ettiği gibi, var olanlara plastik dokular eklemeyi ihmal etmiyor. Hangi ara sokağa girseniz ‘yenilenmiş’ adı altında bir birine benzeyen fonksiyonsuz binalar ile karşılaşıyorsunuz. Geç Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi mimarisi günümüze bir zamanlar kurgulanmaya çalışan silueti hatırlatırken aklıma şu soru takılıyor; cephelerden geçen gider boruları,uydu antenleri, alüminyum küpeşte sistemleri, sıva dekorasyonları, her yerel yönetim ile değişen kat yükseklikleri ile bizim dönemimizden geleceğe nasıl bir siluet kalacak?

MAHAL-LOCUS

Versus Art Project, LOCUS/MAHAL adı altında, Mert Acar, Sercan Apaydın, Hüseyin Arıcı, Tanzer Arığ, Can Aytekin, Gökhan Balkan, Alper Derinboğaz, Arik Levy, Sinan Logie, Sümer Sayın, Kemal Seyhan, Yusuf Murat Şen ve Mehmet Ali Uysal katılımıyla galerinin mekan olarak seçtiği Hanif Han’ın mimari özelliklerinden yola çıkarak hazırlanıyor. Serginin küratörlüğünü üstlenen ve metnini yazan Özlem Ünsal sergiyi şu şekilde özetliyor;

“Bugün Beyoğlu’nu gezerken, bölgeyi ‘karakteristik’ kılan mimari kimliğin ve fonksiyonunun ne kadar hızlı bir biçimde değiştiğine şahit oluyorken karşınıza Hanif Han gibi bir yapıçıktığında size başka hisler çağrıştırması, mimari ve bireyin kurduğu ilişkinin nasıl bir anlam taşıdığına işaret ediyor. Bu noktada sergi, saldırgan bir rant üzerinden gerçekleşen mimari doku yağmasının, kimsizlikleştirmeyi normal sayan bir anlayışın, tek tipliliğin çeşitlilik, baskının ise özgürlük olarak sunulduğu bir dönemde, bireyi buna karşı bir biçimde durabilmiş olan bir binanın içine davet ederek mekanla bir ilişki kurmaya ve bellek yaratmaya davet ediyor.

Bu tip yapıların artık nadir bulunması ve dolayısıyla galeri- sergi mekanı olarak da eşine az rastlanır olması serginin oluşum noktası halini alıyor. ‘Locus / Mahal’ adını taşıyan sergi, bölgede yaşanan mimari değişimlere odaklanırken, sanatsal üretimin mekana müdahelede bulunma sürecini gözlemliyor.”

MERTACARIsimsiz012016Diasec-Baski-73x110cm

Mert Acar, isimsiz, 2016

Serginin genel olarak zıtlıklar taşıyan çalışmalardan oluştuğunu hissediyoruz. Bu da sanat eserinin ortaya çıkışında ya da seçiminde önemli bir detay. Bahsettiğim siluet gibi gözlerimiz tasarlanmış, yenilikçi, eski ise de korunmuş şeyleri arar oldu. Sergiyi bu zıtlık kavramında izlemek benim için çalışmalar ile kurduğum bağı kuvvetlendirdi. Eserlerdeki renk, form ve varlık zıtlıkları yaşadığımız şehrin tam olarak izdüşümü.

MEHMETALIUYSAL-isimsiz2013Tuval-UzerineDijitalBaski-120x98cm

Mehmet Ali Uysal, isimsiz, 2013

2012 yılında Nesrin Esirtgen Collection’da mekana müdahale çalışmalarından oldukça etkilendiğim Mehmet Ali Uysal, bu sergide 3 boyutlu duran ve mekana sıkışmış bir birey, hayalet hissi yaratan eseri ile birey-mekan ilişkisi üzerine sorular sorduruyor. Tanzer Arığ mimari bir çizimin boyutlanmış hali gibi duran aralık kapı yerleştirmesi ile mekan içerisinde hayali bir mekana geçiş sağlıyor. Geçit isimli bu eserin boşluk duygusu hafızalarımızda beliren mekanlara geçiş için yarattığı algı, perspektif ile açısına göre etkileyici bir illüzyon yaratıyor.

TANZERARIG-Gecit_Gate2015-Metal-190x90x10cm

Tanzer Arığ, geçit / gate, 2015

Mimarinin bireyle kurduğu ilişkiyi, mekanın kişide yarattığı belleği farklı okumalara açamayı hedefleyen sergi, mekanı dönüştüren enstalasyonların yanı sıra, fotoğraf, video ve resim gibi çeşitli medyumlara ev sahipliği yapıyor. Galeri denilen mekanda, her sanatçıya bir bölgeye konumlandığı, var oldukları başlık altından oldukça ilginç yorumlar ortaya çıkarabilecek bir sergi ‘MAHAL’. Tüm bu siyah beyaz, dolu-boş, zıtlıklarla dolu çalışmalar arasında gezerken yaşadığımız kenti ne kadar iyi yansıttığını hissettim.

Küratörlüğünü Özlem Ünsal’ın yaptığı sergi, 7 Mayıs’a kadar Versus Art Project’te görülebilir. Detaylı bilgiler için galerinin web sitesine göz atabilirsiniz.