Muhafazakar bir ülkede yetişen bir kız çocuğunun bir bisiklete sahip olabilme uğruna ne gibi çabalar gösterebileceğini anlatan bir film Wadjda. Suudi Arabistan’ın önemli yönetmenlerinden sayılan Haifaa al-Mansour, oldukça basitmiş gibi gözüken bir hikayeyi başarılı bir şekilde anlatabilmiş.  

Haifa Al-Mansour
Haifa Al-Mansour | Fotoğraf: Mille World

Filmin en önemli nitelikleri de ilk Suudi Arabistanlı kadın yönetmene sahip olması ve tamamen Suudi Arabistan’da çekilmiş ilk film olması. Bu özellikleri sebebiyle de aslında hem Suudi Arabistan’da hem de sinema dünyasında ses getirmiş bir film.

Filmdeki ana karakter Wadjda; oldukça neşeli, enerjik, yeri geldiğinde önüne çıkan engellere başkaldırabilen 10 yaşında bir kız çocuğu. Her ne kadar kendisi birçok dayatmaya maruz kalarak yaşasa da, kendi doğrusunun peşinden gitmeyi asla bırakmıyor film boyunca. Karakterin yaşadığı ülkede kız çocukların bisiklete binmesi büyük çoğunlukla olağan dışı olarak algılanıyor ve bisiklet sürmek küçük yaşlardan itibaren yalnızca erkek çocuklara öğretiliyor. Bir gün Wadjda, kendi yaşlarındaki oğlan komşusuyla bir tartışmaya giriyor ve onu bisiklet yarışında yenebilmek için bir bisiklete sahip olma hayali kurmaya başlıyor. Tüm film boyunca aslında Wadjda’nın bu mücadelesi boyunca yaşadıklarına tanık oluyoruz. Bu belki de ülke bazında bakılmadığında ne kadar basit bir konuymuş gibi düşünülse de, Wadjda’nın yaşadığı ortamdan dolayı bir kız çocuğunun alışagelmişin dışına nasıl çıktığının bir serüveni olarak karşımıza çıkıyor.

Bu anlamda, aslında özel bir konuya sahip olduğunu ve birçok kız çocuğu için ilham verici nitelikte olabileceğini düşünüyorum. Genel olarak bakıldığında da, filmin teknik özelliklerinden çok konusu ve ile daha ön çok plana çıktığı anlaşılabiliyor.

Wadjda
Wadjda | Fotoğraf: Pinterest

Filmde ilgimi çeken önemli bir nokta, Wadjda’nın ne yapıp ne yapamayacağını söyleyen karakterlerin erkeklerden ziyade çoğunlukla kadınlar olmasıydı. Bu durum, ataerkil bir toplumun değerlerinin ve normal dışı farz edilen durumların erkeklere olduğu kadar kadınlara da nüfuz ettiğini gösteriyor. Yani aslında Wadjda’nın karşı çıktığı durumların çoğu kadın tarafından kabul edilebilir olduğunu görüyoruz. Bu elbette ki içinde yaşadıkları toplumun kendilerinden belli başlı beklentilere sahip olmasından kaynaklanıyor.

Wadjda
Wadjda | Fotoğraf: The Global Film Book Blog 

Film dikkat çekici bir konuya değinip önemli ilklere imza atmış olsa da filmde bir türlü kırılma anı gerçekleşmiyor denilebilir. Hikayede de tek bir amaca odaklanıldığı için sahneler zaman zaman kendini tekrar eden nitelikteymiş gibi hissetirebiliyor. Yönetmen, Wadjda’nın çeşitli baskılara maruz kalmasını sık sık gösterse de, bunların altında yatan sebeplere aslında pek değinmiyor. Fakat, bu aslında filmin pozitif yönlerinden biri olabilir. Wadjda’nın içinde bulunduğu kültürü eleştirel nitelikte gözler önüne sermek yerine, karakterin yaşadıklarını olabilecek en basit şekilde izleyiciye sunuyor film. Bu nedenle, filmin belli başlı durumları açıklayabilme amacı gütmesi yerine yönetmenin daha gözlemci bir tavırla hikayeye yaklaştığı söylenebilir. Film de çarpıcı bir sonla bitmek yerine, o ana kadar kullanılan basit anlatışla beraber, olabilecek en doğal şekilde bitiyor.  

Kapak fotoğrafı: imdb.com

İlginizi çekebilir: SineMagger’dan Film Önerileri