Konservatuarda klasik bir piyano öğrencisi olan Zeynep Erbay da müzikle erken tanışan sanatçılardan biri. DJ ve Radyo Programcısı olan Zeynep Erbay, 16 Kasım Cumartesi akşamı Zorlu PSM MIX Festival kapsamında sahnede olacak! Kendisiyle, merak ettiklerimizi sorduğumuz bir röportaj gerçekleştirdik. Hadi gelin Zeynep Erbay’ı biraz daha yakından tanıyalım.

Zeynep Erbay | Fotoğraf: sonaristanbul.com.tr
Zeynep Erbay | Fotoğraf: sonaristanbul.com.tr

Başarılı bir DJ ve Radyo Programcısı… Biz seni yakından tanıyoruz ama hikayeni bilmeyenler için, Zeynep Erbay kimdir, bir de senden dinleyebilir miyiz?

Aslında bir seneden fazla bir süredir Snapmuse adlı bir müzik startup’ında yer alıyorum. Halka açık alanlarda lisanslı müzik yayını yapan SMG’nin yeni markası aslında. Müzisyenleri ve içerik üreticilerini bir araya getirecek yeni bir dijital müzik platformu hayata geçiriyoruz ve kendi şarkılarımızı üretiyoruz. Bu projeye global ölçekli bir giriş yapacağımız  için yoğun bir çalışma dönemindeyim. Dolayısıyla şu anda  günlerim stüdyoların olduğu bir ofiste müzik üreten ve bu platformu hayata geçirmek için çalışan çok özel bir ekiple geçiyor. Özetle, şu anda müziğin her tarafında; iletişiminden üretimine kadar çalıştığım bir dönemden geçiyorum diyebilirim.

Konservatuvarda klasik piyano eğitim aldın, uzun yıllar Lounge FM, Radio Oxigen ve Power FM’de radyo programcılığı yaptın, 2006’da Red Bull Music Academy’ye seçilerek Melbourne’a gittin. Müzikle olan bu yoğun ve çeşitlilik dolu bir ilişkinin önce işlerine, sonra hayatına yansımaları ne oldu?

Temelde sağlam bir eğitim almış olmanın disiplini başta beni birçok noktada çok sert ve cesaretsiz kıldı diyebilirim. Diğer taraftan, radyoculuk akabinde DJ’lik ve elektronik müziğin hayatıma girmesine izin verdiğim andan itibaren müthiş bir karışım ortaya çıktı. Red Bull Music Academy de bunun sonuçlarından biriydi ve bana çok güzel kapılar açtı.

Bir dönem müzikle profesyonel olarak ilgilenmek konusunda kafam karışıktı ama bu birikimlerin sayesinde ve mutlu olduğum anlara dönüp baktığımda hepsinin içinde müzikle bir şekilde iç içe olduğum anlar olduğunu gördüm. Şu anda yapmak istediğim şeyi yapıyorum ve hayatımın merkezine müzik her anlamda oturmaya başladı. Yani  hayatıma daha yüksek hissettiğim anlar girmeye başladı bu da çok keyif verici.

The Mizel Borthers, Aloe Black, Greg Wilson, Joe Batan, Alex Smoke, Patrick Pulsinger ve Seteve Spacek gibi isimlerle çalışmak nasıl bir deneyimdi senin için?

Farklı ekollerden başarılı isimlerle bir arada olmak öncelikle sizi birçok konuda cesaretlendiriyor. Farklı soundları tanımak ve anlamak adına da çok güzel bir deneyim oldu diyebilirim.

Aynı zamanda prodüktörlük de yapıyorsun. “Flowers” adlı parçan, Compost Records etiketi taşıyan ve aralarında Dennis Ferrer, Koop gibi sanatçıların da bulunduğu “Future Sounds of Jazz Vol.11” derlemesinde yer aldı. Ne hissediyorsun bu başarın ile ilgili?

Bu isimlerle birlikte yer almış olmak son derece gurur verici. Oldukça uzun zaman olmasına rağmen hala  bu etkiyi hissediyorum.

Biraz da gelecek planlarından bahsedelim. Seni severek takip edenleri veya Moodland dinleyicilerini yakında bekleyen sürprizler var mı?

Evet var. Planladığım 2 proje var şu anda, üzerinde çalışmalarım başladı. Bir yandan da DJ’lik de devam ediyor olacak tabii ki. Oldukça yoğun bir dönem ama sonucunda güzel sonuçlar geleceğine inanıyorum.

youtube play youtube play

İlginizi çekebilir: SX Röportajı