İstanbul’da her sokağında muhteşem bir restoran, her köşebaşında enfes bir kafe olan nadir semtlerden biri bence Moda. İşte, eski bir konakta hizmet veren Aida Vino e Cucina da Moda’nın tatlı mı tatlı restoranlarından. Samimi ortamı, sıcak çalışanları ve piyanodan yükselen eşsiz melodileri ile Aida Vino e Cucina size keyifli ve lezzetli bir akşam vaadediyor.

Konum

Moda’nın en tatlı İtalyan restoranlarından Aida’nın sizi seçim yapmakta zorlayacak zengin bir menüsü olduğunu söyleyerek başlamakta fayda var. O yüzden bence ne kadar aç giderseniz o kadar iyi çünkü iki seçenek arasında kalırsanız her ikisini de sipariş verebilirsiniz 🙂

Siparişinizi verdikten sonra masaya kuru domatesli zeytinyağı ve tazecik ekmekler geliyor. Zeytinyağının tadı ve aromasının ne kadar lezzetli yemeklerin bizi beklediğinin habercisi niteliğinde olduğunu söyleyebilirim. Başlangıç olarak ortaya bruschetta ve domates soslu peynirli patlıcan yani Parmigiana di melanzane söyledik. Standart ama klasik bir lezzet olan bruschetta’yı gayet başarılı, patlıcanı ise tek kelimeyle muhteşem buldum.

Ana yemek olarak ise tercihlerimiz karidesli ve kabaklı safranlı risotto, trüf yağı ile aromalandırılmış mantarlı risotto ve son olarak domates-kapari ve zeytin sosu ile pişen mevsim balığından yana oldu. Şansımıza, o akşam mevsim balığı olarak levrek vardı ki bence bu sosa en çok yakışacak balıklardan biri. Risottolar da lezzetliydi ama o tam kararında pişmiş lokum gibi levreğin lezzeti hala damağımda desem abartmış olmam.

Parmak ısırtan yemekleri ile gönlüme taht kuran Aida’da tadamadığım ama içimde kalan yemeklerin başında ise ördek etli – kuru kayısılı ravioli ve Duvel birasında pişmiş dana yanak geliyor. İlk fırsatta tekrar Aida’nın yolunu tutup onları da tadacağıma emin olabilirsiniz. Evinizin salonundaymış gibi rahat, İtalya’da ara sokakta bir restoranda oturuyormuş gibi sıcak ve keyifli bir ortamda tadına doyamayacağınız yemekler yemek istiyorsanız adresiniz Moda mekanlarından Aida Vino e Cucina olmalı derim.

Instagram