Metnini Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun yazdığı, müziklerini  Orhan Enes Kuzu’nun bestelediği ve Ebru Kara’nın yönettiği Sevmekten Öldü Desinler, Jest Tiyatro’nun en güncel oyunlarından biri. İstanbul’un kenar mahallelerinde başlayıp şöhret basamaklarını tırmanan bir kadının hikayesinin anlatan Sevmekten Öldü Desinler oyuncularıyla bir araya geldiğimizde o kadar keyifli anlar yaşadık ki; Hakan Bilgin, Hande Subaşı, Bülent Alkış, Ceren Taşçı, Canan Atalay ve Serdar Yeğin ile ayrı ayrı röportaj yaptık! Gelin Hakan Bilgin ile yaptığımız röportajın ayrıntılarına bakalım!

Merhabalar, öncelikle sizlerle bir araya geldiğimiz için çok mutluyuz. Biz sizi uzun süredir yer aldığınız projeler ile birlikte takip ediyoruz ancak detaylı olarak bilmeyenler için, hikayenizi kısaca bir de sizden dinleyebilir miyiz?

Kadir Has tiyatro mezunuyum. Mezun olduğumdan beri de hem oyun hem dizi yapıyorum. Bu sene sinema da oldu ilk defa. Öyle çalışıyorum, oynamaya çalışıyorum. 🙂

Şimdi de Sevmekten Öldü Desinler oyunu ile izleyicilerin karşısındasınız. Oyun bir dönem oyunu, Yeşilçam dönemine odaklanıyor; aynı zamanda bir müzikli oyun. Nasıl çıktı fikir, nasıl gelişti süreç sizler için?

Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun metni, kendisi hem arkadaşım ama arkadaş torpili geçmeden söyleyeceğim ki bence son zamanlarda tiyatro yazımında çok önemli bir insan, çok güzel metinleri var. Ben metni çok sevdim. Onun üzerinde de Jest Tiyatro’nun sahibi Tolga ile bir araya geldik, okudum sevdim ondan sonra da bir araya geldik işte.

Oyun hem melodram, hem değil. Hem çok hüzünlü, hem bol kahkahalı sahneler görüyoruz. Oyunun türü ile ilgili neler söyleyebilirsiniz?

Yani ben tanımları çok faza sevmiyorum aslında. O kısmı seyirciye bırakıyorum ama onun dışında ne söyleyebilirim evet bütün duyguları bir arada yaşıyoruz. Sadece komedi de diyemiyoruz o zaman sadece drama da diyemiyoruz, içinde bir sürü şey var. Braz dönem hikayesi gibi. Aslında şöyle, kostümler 90’lar ama hikaye biraz Yeşilçam’a göz kırpıyor çünkü alışığızdır ya Türk filmlerinden, kadın meşhur olmak için evden kaçar gider başına bir sürü şey gelir falan. O yüzden Yeşilçam hikayelerine çok benziyor ama hani zamanını sorarsanız ben zamanını zamansız buluyorum yani o dönemle bu dönem arasında herhangi bir zamanda geçiyor bence oyun.

Nasıl biri Sevda, siz nasıl hazırlandınız bu role? Ceren Taşçı ile Sevda arasında nasıl benzerlikler, farklılıklar var?

Ben Gönül’ün mahalleden arkadaşı Sevda’yı oynuyorum. Sevda, Gönül’den yaşça küçük, evlenme meraklısı bir kız ve Gönül’ün sevdiği adama aşık aslında, Mustafa’ya. Gönül’ün mahalleden gitmesini de biraz fırsat bulup Mustafa’yı elde etmeye çalışıyor ve elde ediyor. Bu noktada da şeyi sorguluyoruz aslında Sevda ile beraber bence: ‘‘Mutlu evlilik var mıdır?’’ ‘’Evlilik mutluluk mudur?’’ ‘’İnsanlar hayallerine kavuştuğunu sanırken aslında istedikleri şey o mudur?’’ Sevda da biraz o durumun içinde kalıyor aslında. Yaptığı şey doğru muydu değil miydi hayatında, bilemiyorum uzaktan baktığımda şimdi. Ben ilk tanıştığımda biraz daha soğuk bulunurum sonra da insanlara alıştıkça biraz daha böyle içimi gösterebiliyorum galiba. Sevda biraz fazla rahat bana göre. Duygularını daha çabuk gösterebiliyor falan. Biraz fazla tuttuğunu koparan bir karakterimiz.

Oyunun temasından da yola çıkarak sizce ‘’sevgi’’ ne anlam ifade ediyor?

Sevgi emektir falan, şaka yaptım. Bence bütün dünyanın sorununu çözebilecek bir panzehir aslında. Dünya bence gittikçe zehirleniyor ve kirleniyor. Bunun bir tek, çok iyimser bir yerden söylüyor gibi olacağım ama gerçekten sevginin kurtaracağını düşünüyorum. İnsanların kalbi ne kadar sevgiyle dolarsa birbirlerine o kadar iyi davranacaklarına, birbirilerini o kadar iyi anlayabileceklerini düşünüyorum. Çünkü sevmek demek beraberinden anlayışı, hoşgörüyü, bir arada olmayı, birbirini kabul etmeyi ne olursa olsun kapsıyor. Senden olmayanı ya da seninle aynı düşünmeyeni de sevebilirsin ve dünya bunun için kocaman ve büyük, hepimiz içine sığabiliriz diye düşünüyorum.

Son olarak, tamamen geniş ve sonsuz düşünerek geçmişten ya da günümüzden biriyle tiyatro sahnesini paylaşabilecek olsanız kiminle sahneyi paylaşmak isterdiniz?

Afife Jale ile oynamayı çok isterdim. Kendisi Türk tiyatrosunda kadınların yoluna ışık olmuş bir insan. Haluk Bilginer ile oynamayı çok isterim, çok çok muhteşem. Daha yeni Emmy aldı hatta, çok çok hakkeden ve beğendiğim bir oyuncu. Uçayım mı daha böyle, yurt dışına falan da gideyim mi? Juliette Binoche ile oynamayı isterdim, çok çok başarılı bulduğum bir kadın oyuncu.

Çok teşekkür ederiz!