Deniz, kum ve güneş üçlüsü hala bizimleyken ve daha yazın bitmesine zaman varken, toplayıp bavulumuzu önce Muğla taraflarına gidelim; Fethiye’de Ölüdeniz’in tadını çıkaralım, sonra da daha güneye inip Olimpos yani “tanrıların dağına” doğru yavaş yavaş yol alalım. Nasılsa güneş, biz güneye giderken eylül ayının sonlarına kadar yükselmeye devam edecek!

Fethiye

zup (7)

Fethiye, Türkiye’de en  sevdiğim tatil beldelerinin başında gelir. Neden mi? Çünkü denizinin türkuazı beni her defasında büyüler, bana bulutların arasında yükselme şansı verir ve her daim kuş seslerini işitebileceğim mis gibi bir havası vardır. Muğla’ya bağlı Fethiye’ye ulaşım da kolay; ister kendi arabanızla, ister Dalaman Havayolu ile ya da Muğla seferli otobüsler ile ulaşabilirsiniz. Son yıllarda İngiliz turistlerin gayrimenkul yatırımlarıyla da bilinen ve yazın ortasında çok kalabalık olan Fethiye’yi özellikle; yazın sonlarına doğru yani eylül ayı gibi görmenizi öneriyorum.

Niçin Fethiye?

zup (6)

* Bodrum, Çeşme, Kaş yapmaktan sıkıldıysanız ve yeni bir yere gitme fikri aklınızdaysa,

* Dalış, tandem paraşüt ve parasailing yapmak istiyorsanız,

* Dalgasız, temiz ve dibinde bir sürü güzellik barındıran denizler sizin vazgeçilmeziniz ise,

* Her daim sıcak ama bunaltmayan bir hava arıyorsanız,

* İngiliz aksanı hoşunuza gidiyorsa 🙂

* 19. Yüzyıl başında Kayaköy yamaçlarına kurulmuş, büyüleyici ve terk edilmiş Rum evlerini görmek istiyorsanız,

* Mağaralar, koylar, vadiler ve mitoloji hep dikkatinizi çektiyse,

* Mavi tur yolculuklarını seviyorsanız ve yakın civardaki beldeleri teknelerle gezmek istiyorsanız,

* Ve hem sakinlik hem canlı kalabalık, ikisi bir arada olmalı diyorsanız Fethiye’yi sevmemeniz için bir sebep yok.

Fethiye’de Nerede Kalmalı?

zup (8)

Fethiye’de son yıllarda otel sayısı gitgide arttı, her bütçeye uygun olarak 5 yıldızlı otellerden tutun, mütevazı şirin bungalov evlere kadar seçenekler mevcut. Eğer;

Ben rahatıma düşkünüm ve denize yakın, konforlu bir yerde kalmak isterim diyorsanız; Fethiye Hillside Beach Club’ı öneriyorum. Şehir merkezine 4 km. uzaklıkta olan şık bir otel, içinde birçok seçeneği de mevcut ve her daim denizin yanında olmak isteyenler için ideal.

Daha fazla bilgi için: http://www.hillsidebeachclub.com/

Ben de rahatıma düşkünüm fakat çok fazla lüks aramam, bir de cebimi yakmayan bir yer arıyorum diyorsanız da; Sugar Beach Club’ı tavsiye ederim. Ahşap bungalovların yan yana dizildiği renkli bir atmosfer içinde Sugar Beach Club, Ölüdeniz’in Kumburnu koyunda yer alıyor. Denizi Belcekız plajının denizine göre biraz bulanık fakat Belcekız Plajı’na yürüyerek 10 dakikada varabiliyorsunuz.

Daha fazla bilgi için: http://www.thesugarbeachclub.com/

Fethiye’de Neler Yapmalı?

zup (4)

* Fethiye’ye kadar gitmişken, eğer varsa yükseklik korkunuz, unutmaya çalışın ve kendinizi Babadağı’nın yamaçlarından boşluğa bırakın! Ben yaptım ve inanılmaz keyif aldım. Tandem yamaç paraşütünden bahsediyorum, eğer denerseniz Fethiye’nin yukarıdan bin kat daha güzel gözüktüğüne tanık olacaksınız. Bir hoca eşliğinde yapılan tandem paraşüt keyfi 15-20 dakika arasında sonlanıyor. Araçlarla Babadağı’na çıkarılıyorsanız ve atlayarak Belcekız Plajı çevresine iniyorsunuz. Aç karınla ve öğleden önce denemenizi öneriyorum.

* Eğer filmden çıkma hissini veren, yamaçtaki terk edilmiş Rum evlerini görmek isterseniz, Kayaköy’e gitmelisiniz. Fethiye Belcekız Plajı yakınlarından Hisarönü’ne minibüsler kalkıyor, oradan da Kayaköy’e kalkan minibüslere binerek yarım saat içinde Kayaköy’de oluyorsunuz.

* Mavi turlardan birine katılabilirsiniz, benim tercihim; Mavi Mağara, Kelebekler Vadisi, Akvaryum Koyu, St. Nicolas, Deve Plajı ve Soğuk Su Kaynakları’nı kapsayan tur. Belcekız Plajı’ndaki tur düzenleyen şirketlerden, gitmeden önce bilgi alabilirsiniz.

* Fethiye’nin midye dolmaları çok lezzetli, eğer midyelere mesafeli değilseniz muhakkak denemelisiniz.

* Fethiye’nin gece hayatı canlı sayılabilir. Bazıları Hisarönü taraflarına gidip eğlenmeyi tercih ediyor, bazıları da Belcekız Plajı yakınlarındaki barlara takılmayı… Benim tercihim bu barlardan birine oturup kokteyller denemek ve yaşlı İngiliz amcaların ilginç danslarına tanık olmak. Kokteyl için Help Beach Lounge’a, kaliteli (diğer barlara göre çok iyi) canlı müzik için Harry’s Bar’a ve daha sakin ve sohbet edebileceğiniz bir yer için de Cloud 9’a gidebilirsiniz. Hepsi Belcekız çevresinde ve birbirine yakın mesafede yer alıyor.

* Mustabi’nin mezelerini ve ahtapotunu  kesinlikle tatmalısınız.

Adres: Carşı Cad. No: 2 Ölüdeniz

Olimpos

olll

Olimpos ya da Olympos antik çağda sıkça karşımıza çıkan, 19 dağa adını veren, Eski Yunan Mitolojisi’nde tanrıların yaşadığı ulu yer olarak kabul edilen bir kelimedir. Antik kent kalıntılarının bulunduğu, karetta kaplumbağalarının yavruladığı sit alanını da kapsayan vadi ve çevresi ise Olimpos Köyü olarak geçer.  Antalya’ya bağlı olan bu tarihi beldeyi genellikle gençler, “backpacker” (sırt çantalı) olarak anılan gezginler ve turistler tercih eder. Kamp yapmak, denize girmek, dalış, dağcılık ve tırmanış gibi aktiviteler göz önüne alındığında gidilmesi gereken yerlerin başında geliyor.

İster ağaç evlerinde kalabilirsiniz, isterseniz de çadırınızı alıp kampa ayrılmış alanlarda. Yalnız şunu belirtmekte fayda var fazla konforunuza düşkünseniz ve lüks otellerde konaklamayı seviyorsanız, Olimpos’da biraz zorlanabilirsiniz. Bana göre doğayı, dağ sporlarını ve antik çağdan günümüze gelen kalıntıları keşfetmeyi sevenler bu beldeyi seviyor. Ayrıca kış aylarında köprülerin altından akan kar suları da gelenleri büyülüyormuş ama ben hep yazın gittiğim için böyle bir manzaraya henüz tanık olamadım.

Niçin Olimpos?

IMG_1439

* Antalya’yı seviyorsunuz ama aynı zamanda aşırı sıcaklardan ve turist kalabalığından bunalıyorsunuz,

* Dağcılık, dalış ve kamp yapma gibi aktiviteler size sıcak geliyor,

* Rahat, samimi bir arkadaş ortamı arıyorsunuz,

* Tarihe ve mitolojiye meraklısınız,

* Kekova, Çıralı gibi yerleri de görmek istiyorsunuz,

* Çok soğuk denizlerden hoşlanmıyorsunuz,

* Kanyonları keşfetmeyi ve trekking yapmayı seviyorsunuz,

* Ve mağaraların arasında yüzmek, dalgasız bir denizde yaz keyfi yapmak istiyorsunuz. Bu durumda Olimpos’a gidebilirsiniz!

Olimpos’ta Nerede Kalmalı?

kadirs

Kadir’in evleri 80’lerde, Olimpos civarına açılmış ilk konaklama alanlarından biridir. Hem bütçenizi sarsmayacak seçenekleri, hem de ağaçlara kurulmuş “ağaç evleri” ile Olimpos’un en sembolik yerlerindendir. Özellikle arkadaş grubunuzla giderseniz, daha da zevkli olabilir.

Daha fazla bilgi için: http://www.kadirstreehouses.com/

Olimpos’ta Neler Yapmalı?

dondurma

* Öncelikle kesinlikle denizinde yüzün, plajlarında dinlenin, o da yetmezse plaj yakınlarındaki kaynak suyunda serinlemeyi ihmal etmeyin (buz gibi ama buna değiyor),

* Kavun içi dondurmasını ve frenk incirini (Hint inciri) muhakkak tadın (tabii kendiniz koparmaya çalışmayın dikenleri elinize batabilir, mümkünse soyulmuşlarından deneyin),

* Roma döneminden kalma Ortaçağ kalesini, tapınağını, Bizans Bazilikasını, hamamını ve tiyatrosunu keşfedin. Tabii bu gezintiyi mümkünse güneşin batmaya başladığı bir zamana denk getirin,

* Doğal gaz püskürmeleri nedeniyle Ateş Tanrısı Hephaistos kültüyle de ün kazanan Yanartaş’ı gezin (buraya akşamları turlar düzenleniyor),

* Olimpos’tan yakın bölgelere birçok tur var ama içlerinde en önemlisi bence Kekova turu, Kekova’da yüzerken denize aşık olabilirsiniz fakat buraya düzenlenen turlar en az 3 günü kapsıyor,

* Çıralı ve Mağaralar’a da mavi turlar düzenleniyor, göz atmanızda fayda var. İsterseniz bu tekneleri sadece size özel olarak da kiralayabiliyorsunuz,

* Aktivite olarak; kanyon turu, kano turu, dalış, tırmanış veya doğa yürüyüşlerinden kesin bir tanesine katılın,

* Bir akşam Cafe Cactus’e gidin ve Sütlü Kakao’nun müzikleriyle eğlenin,

* Daha etnik müzikler dinliyor ve yeni gruplar keşfetmeyi seviyorsanız da Eski Yeni Bar’ı kesinlikle öneriyorum.

Yazın sonuna henüz gelmemişken, herkese bol güneşli tatiller diliyorum! “İyi de bizim tatilimiz bitti bu yaz” diyenler için de; unutmayalım ki keşfetmesini seviyorsanız, her hafta sonu da bir tatildir! 🙂

İlginizi çekebilir: Selin Şen’den “Olimpos ve Ötesi”

İlginizi çekebilir: Zeren Beyza’dan “Yola Çık Sevgili Dostum: Likya Yolu”