Stockholm denilince akla tek bir kara parçasından oluşan yarımada geliyordur muhtemelen. Yarımadasının birçok adadan oluştuğunu çok az insan biliyor. Nerden baksanız 30 bine yakın irili ufaklı adaları var. Bu adalardan bazılarında yaşam var iken, bazılarını ise doğal şekilde, el değmemiş biçimde muhafaza etmişlerdir. Yaşam olan adalardan bazılarına günü birlik ortalama 1-2 saatte ve direkt olarak ulaşım varken; bazı adalara ise 5-6 saatte direk ve ya genellikle aktarmalı olarak gidebilirsiniz. Durumu olan çoğu İsveçlilerin şehir merkezinde bulunan evlerinin yanı sıra bu bahsettiğimiz adalarda ayrıca evleri bulunmaktadır. Kendi tekneleri ve ya toplu taşıma ‘Stromma’ firmasına ait botlar ile bu adalardaki yazlık evlerine çok sık gidiyorlar. Nasıl bizler İstanbul’da hafta sonu kendimizi adalarda buluyorsak, aynı şey İsveç halkı içinde geçerli. Bu durak noktası adalardan bir tanesi de Fjäderholmarna.

Fjäderholmarna
Fjäderholmarna | Fotoğraf: Çağlar İnceoğlu

Fjäderholmarna

Hazır biz de Stockholm’e kadar gitmişken bu ada zevkinden mahrum kalamazdık ve günübirlik olarak anakaraya en yakın adalarından biri olan Fjäderholmarna’ya gittik. Fjaderholmarna adası Stockholm’e en yakın adalardan biri olup sadece 25 dakikalık seyahat mesafesinde. Ada oldukça küçük. Yaklaşık 1 saatte yürüyerek bütün adayı gezebilirsiniz. Bizim tavsiyemiz en az yarım gün adaya vakit ayırın. Adada birçok sanatçının çalışma atölyesi var. Bunları rahatlıkla gezebilirsiniz ve bazılarından alışveriş bile yapabilirsiniz. Meraklılarına çok güzel İsveç tarihi, yelkenli gemiler ve denizcilikle ile alakalı eşyalar bulabilirsiniz. Bunların yanı sıra minik bir tekne müzesi ve çeşitli yeme içme yerleri var.

Fjäderholmarna
Fjäderholmarna | Fotoğraf: Çağlar İnceoğlu

Röda Vilan: Keşke İstanbul’da da Olsa

Ada turunuz esnasında çok güzel fotoğraflar çekilebileceğiniz minik kulübeler var. Buralarında önünde kesinlikle fotoğraf çektirmeden dönmeyin. Ada turunu bitirirken tam karşınıza harika bir manzara ve bu manzaraya sahip bir kafe çıkacak. Adı Röda Vilan, yani bizim Türkçe ’ye çevrilmiş ismi ile kırmızı ev. Bugüne kadar farklı ülkelerde dahil olmak üzere gidebildiğimiz kafeler arasında kesinlikle ilk 5’e girer. Muhteşem manzarasının yanı sıra uzanıp hayallere dalabileceğiniz hamaklar ve şezlong şeklindeki sandalyeleri ile sevdikleriniz ile bütün gün keyif yapabileceğiniz bir yer. Bizim orada olduğumuz vakitte bir düğün kutlaması yemeği bile veriliyordu mekanda. Stockholm’e bir sonraki gidişimizde kesinlikle tekrardan gideceğimiz bir yer.

Fjäderholmarna | Fotoğraf: Çağlar İnceoğlu

İsveç’in genel olarak kahveleri çok ünlü ve burada kocaman kupalarda lezzetli kahveler içebilirsiniz. Kahvenin yanı sıra yeme-içme ve alkol gibi alternatiflerde adada bulunan mekânlarda mevcut. Adanın bazı bölümleri kayalık ve üzerlerine çıkmak gerekiyor. O yüzden rahat ayakkabı ile gitmekte fayda var.

Adaya Ulaşım ve Yeme-İçme

Adaya giden vapurlar şehir merkezinde bulunan Nybroplan limanından kalkıyor. Biletinizi Stromma internet sitesinden online olarak ve ya limana gittikten sonra Strömma Kanalbolaget’ten alabilirsiniz. İsveçliler güneşi gördüğü an dışarıya parklara, bahçelere koşan bir millet. O yüzden özellikle Mayıs’tan itibaren biletler çabuk bittiği için erkenden bileti almakta fayda var. Tekne operasyonları çok sık olmadığı için saatleri takip etmek gerekiyor.

Fjäderholmarna | Fotoğraf: Çağlar İnceoğlu

Adaya gidiş dönüş tekne bilet fiyatı 160 SEK yani günümüz kuru ile ortalama 150 TL’ye tekabül ediyor. Ortalama kahve fiyatları 30-40 kron arasında ( 28-38 TL) değişiyor. İsveç pahalı bir ülke olduğu için ve çoğu şeyi denemek istediğimiz için genelde tadımlık olarak veya yemekleri bölüşerek denedik her şeyi. Yolunuz bir gün Stockholm’e düşerse eğer Fjäderholmarna adasına uğramadan dönmeyin 😊

Kapak Fotoğrafı: Çağlar İnceoğlu

İlginizi çekebilir: Şeyda Erciyes Dağlı’dan Stockholm Metro İstasyonları