Ezelden beri hikayeler anlatıyoruz. Hikaye anlatıcılığı havalı bir pazarlama aracına dönüşmeden, markalar insan beyninin hikayeye yatkınlığını keşfetmeden, Grimm Kardeşler masalların peşinde düşmeden, Şehrazad’ı ölümün kıyısında yaşamla buluşturan Binbir Gece Masalları anlatılmadan, bildiğimiz dünya doğmadan çok önceden beri insanlar bir araya gelip hikayeler anlatıyor, hikayeler dinliyor. Will Storr’un “Hikaye Anlatıcılığının Bilimi” adlı kitabının çıkış noktası da tam olarak bu.

Fotoğraf Altyazısı | Jack Cohen (unsplash.com)
Hikaye Anlatıcılığı | Fotoğraf: Unsplash / Jack Cohen

Bahrengi’nin Küçük Kara Balık masalını bilir misiniz? Benim okurluk serüvenimin ilk kitaplarından biri Küçük Kara Balık’tır. Annemin Cem Yayınevi’nden aldığı kocaman setten her hafta bir kitap seçip seçip okurdum. Küçük Kara Balık’taki masalcı nine ile tanıştığımdan beri, masal ve hikaye dinlemeye bayılırım. Bir ürünün, hizmetin, insanın hikayesinin olması beni çeker; bana anlatılana hemen kapılıveririm. Neyse ki Hikaye Anlatıcılığının Bilimi kitabı vesiylesiyle öğrendim ki aslında hikayeye bu denli eğilim gösteren beynimmiş! Will Storr’un da söylediği gibi, “Hikayelerden keyif almak üzere programlanmış varlıklarız.”

Evet, Esma Fethiye Güçlü çevirisiyle Timaş Yayınları’ndan çıkan Hikaye Anlatıcılığının Bilimi: Hikayeler Bilincimizi Nasıl Şekillendirir ve Onları Nasıl Daha İyi Anlatabiliriz?, yüzyıllardır hikayeler ile bağımızı, neden hikayelere çekildiğimizi anlatıyor. Sadece bununla da kalmıyor: Klasikler dediğimiz, farklı kültürlerden, farklı yaşlardan binlerce okurun beğenisini kazanan ya da uzun zaman ‘çok satanlar’ rafından inmeyen kitapların neden klasikleştiğini, yaratıcı yazarlığı besleyen ve geliştiren kaynakları da detaylı şekilde tartışmaya açıyor.

Yaratıcı yazarlık atölyeleri, bu atölyeleri tamamladıktan sonra ilk kitaplarını yayımlayan yazarlar, bu yazarların üslubu ve daha birçok şey Türkiye kültür-sanat üreticileri arasında bir zamandır konuşuluyor, tartışılıyor. Ancak maalesef tartışmaların çoğu, romantize edilen yazarlık idealini korumaya dayalı olmanın ötesine pek geçemiyor. Yaratıcı yazarlığın ve hikaye anlatıcılığının şimdiye kadar genellikle belli teknikler ve izlenmesi gereken adımlar şeklinde ele alındığını vurgulayan Will Storr, bunların da elbette yazarları başarıya ulaştırabileceğini, hatta ulaştırdığını ancak artık biraz bayatladıklarını söylüyor: “Bana kalırsa, bu geleneksel yaklaşımların sorunu, hikayenin formülleri konusunda gereğinden fazla endişelenmeye neden olmaları.” Öyleyse yaratıcı yazarlık ve iyi bir hikaye anlatmak için Joseph Campbell’ın efsane kahramanın yolculuğu formülünün dışında da bir şeyler yapmak mümkün mü?

Will Storr’a göre bu kesinlikle mümkün. Hikaye Anlatıcılığının Bilimi de meseleye tam buradan yaklaşıyor ve insanın beyninin eğilimlerini, alışkanlıklarını temel alarak iyi bir hikaye anlatmanın yollarından bahsediyor. Hem de örneklerle. Birçok hikayenin beklenmedik bir değişiklikle açıldığı ve serüvenin bu şekilde devam ettiğini söyleyen yazar, beynimizin değişikliğe hayranlık duyduğunu ve hep onun peşinden gittiğini aktarıyor: “Beklenmedik değişiklikler bizi meraklandırır. Etkileyici bir hikayenin başlangıcında hissetmemiz gereken duygu da meraktır.”

Hikaye Anlatıcılığının Bilimi:
Hikaye Anlatıcılığının Bilimi | Fotoğraf: Twitter / @timasyayingrubu

Devamında etkisi çağları aşan ve çok satanlar listelerine girmiş yeni birkaç kitabın giriş cümlesi ile iddiasını güçlendiriyor. Kitaplardan uzun alıntılar yapmaktan hoşlanmam ama bu kısım çok hoşuma gittiği için size de aktarmak istiyorum:

_Uyandığımda yatağın diğer tarafı soğuktu. (Suzanne Collins, Açlık Oyunları)
_Privet Drive dört numarada oturan Mr. Ve Mrs. Dursley, son derece normal olduklarını söylemekten gurur duyarlardı, sağ olun efendim. (J.K. Rowling, Harry Potter ve Felsefe Taşı)
_Avrupa’ya bir heyula korku salıyor: Komünizm heyulası. (Karl Marx, Komünist Manifesto)
_Bütün mutlu aileler bir birbirine benzer, her mutsuz aileninse kendine özgür bir mutsuzluğu vardır. (Lev Tolstoy, Anna Karenina)

Hikaye Anlatıcılığının Bilimi, gerek iletişim ve pazarlama gerekse yazarlık ile ilgilenen okurların ilgisini çekecek, onları bilgi ve örneklerle besleyecek bir kılavuz kitap. Yazma konusunda hayalleriniz ya da denemeleriniz varsa ancak hep bir “el”in gelip size ilham vermesini bekliyorsanız, beklemek yerine bu kitabı okuyarak hayalleriniz için iyi bir adım atabilirsiniz.

Kapak fotoğrafı: Twitter / @timasyayingrubu

İlginizi çekebilir: Biblio Magger’dan Kitap Önerileri