İşlerinde insan varoluşuna dair sorunları ele alan Kadriye İnal, farklı teknik ve malzemeler kullanarak figüratif heykel pratiğinde eserler üretiyor. Hem yurt içi hem yurt dışında birçok sergiye katılan, kamusal alan projelerinde yer alan Kadriye ile figüratif heykelleri, kamusal alan projeleri ve üretim süreci üzerine sohbet ettik.

img_20210507_205343_371
“Gece Kelebeği” | Fotoğraf: Kadriye İnal

2003 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni bitirdikten sonra Heykel Bölümü’nde yüksek lisans ve doktoranı tamamladın diye biliyorum. Özellikle figüratif heykel alanında çalışmaya nasıl karar verdin? 

Sanat pratiğimde, insani duygulara yoğunlaşmam ile figüratif heykeller üretmeye başlamam aynı döneme denk geliyor diyebilirim.

portreit
Kadriye İnal | Fotoğraf: Kadriye İnal

Genellikle kadın figürleri kullanıyorsun, bunun sebebi benlik, kimlik gibi sorunları ele almak mı? Yoksa metalaştırılan kadına bir tepki mi var işlerinde? Bir röportajında “Aynada en çok kendimi gördüğüm için heykellerimde kadın figürler kullanıyorum.” demiştin. Heykellerinde kendi üzerinden yola çıkarak aktarmak istediğin nedir? 

Kendimi merkez almaktan çok bireysel okumalarımın bir sonucu aslında bu. Kişisel duygularımdan ziyade, toplumda birey olarak yaşadıklarımdan yola çıkarak genele ulaşmaya çalışıyorum.

Bu toplumda yaşayan kadınlardan sadece bir tanesiyim ama çok iyi biliyorum ki yaşadığımız birçok duygu ortak. Aynı kültürün parçası olduğumuz için bu kaçınılmaz zaten. Ben aktarımdan yanayım. Doğru bilginin aktarımı gelecek nesiller için çok önemli.

Üretim aşamasında kullanacağın malzeme ve tekniklere nasıl karar veriyorsun? Sana neler ilham oluyor?

Temsili gerçek-gerçeklik ilişkisi ve toplum inşası gibi konularla ilgilendiğimden sinema ve fotoğraf sanatı üretimimi büyük oranda etkiliyor.

Patchwork tekniğiyle ürettiğin heykellerin gerçekten çok etkileyici. İçtekini dışa vurmaya çalışan bir his yaratıyor bende. Bu teknikle ürettiğin figüratif bebek heykelleri bazıları için çok etkileyici gözükürken bazıları için biraz korkutucu karşılanabilir gibi geliyor bana. Senin yaratım sürecindeki düşüncelerin ne oluyor? 

Gerçekler her zaman şirin sevimli ya da mutluluk verici olmaz. Benim kimi işlerim de keza öyle. Üretim sürecinde eğer işin içinde hüzün varsa, bunu yansıtmamak elde değil zaten. Ya da aynı şekilde neşe. İzleyende, yaşamasını istediğim ne duygu varsa, onu en etkileyici biçimde vermenin izini sürüyorum.

birkadiningozyasi
“Tears of a Woman” | Fotoğraf: Kadriye İnal

Biraz katıldığın sergilerden de bahsetmek istiyorum. 2007’den beri hem yurt içi hem de yurt dışında çok sayıda workshop, sempozyum, fuar ve karma sergiye katılmanın yanı sıra bir de kişisel sergilerin olmuş. Bu kadar fazla ve farklı etkinliğe katılmış olmanın sana ve sanatına nasıl bir katkısı oldu, bunlar seni nasıl geliştirdi?

Sanat pratiğimi uygulama fırsatını bulduğum tüm zamanları iyi değerlendirmeye çalıştım şimdiye dek. Özellikle izleyici ile buluştuğunuz alanlar size kendinizi dışardan görme şansı veriyor. Bu, sanatçı olarak yolculuğumun bir parçası. Zaman ilerledikçe pratiğime katkısı olduğunu düşündüğüm tüm mecralarda bulunmaya devam edeceğim.

Aynı zamanda yine hem yurt içi hem de yurt dışında kamusal alanlarda da birçok heykelin var! Ürettiğin işlerin kamusal alanlarda sergilenmesi; galerideki bir sergiye kıyasla, aslında o an orada bulunan herkesin görebileceği, deneyimleyebileceği işler üretmek bir sanatçı olarak sana neler hissettiriyor?

Daha eşitlikçi geliyor kamusal alanlarda olmak. Sokağı her zaman seven bir sanatçı olduğumu düşünüyorum. Kamusal alanın belleğinde yer edinmek demek orada yaşayan her canlı ile temas kurmak anlamına geliyor. Ayrıca kamusal alanlarda büyük ölçekli işlere imza atmak, öğrencilik yıllarımdan beri beni hep heyecanlandırmıştır. 

Gelecek planların neler? Yeni bir sergi olacak mı?

Gelecek için cebimde taşıdığım çok şey var. Sıra bekliyorlar. 2022’de gerçekleştirmeyi arzuladığım bir proje üzerinde çalışıyorum.

Kapak Fotoğrafı: Kadriye İnal

İlginizi çekebilir: Melis Büyükerk’ten Cansu Sönmez ile Distopya Üzerine