Ölmeden önce gerçekleştirmem gerekenler isimli bir listem olmadı hiç fakat çölde bir gece geçirme fikri bende her zaman bir heyecan uyandırmıştı. İsteğim, çölde yıldızları seyretmek mi yoksa mistik bir yolculuğa çıkmak mı buna henüz karar verememişken muhasebesini yapmak da biraz zaman aldı doğrusu. Ardından, tüm isteklerimin tek bir ülkede vücut bulduğu “İyi ki gittik” dediğimiz Ürdün, Wadi Musa seyahatinin kapısını aralanmış oldu.

Wadi Musa
Wadi Musa | Fotoğraf: Kübra Karaarslan

Konum

Musa’nın bastonunu kayaya vurarak su çıkardığı vadiden Ay Vadisi’ne, diğer bir deyişle Wadi Rum’a doğru yola koyulduk. Kral yolunu takip ederken sanki sırlarla dolu bir yoldan diğerine ulaşmaya çalışır gibi varmakla varmamak arasındaki o ince çizgide ilerliyorduk. Vadi Rum’a yaklaştıkça çöl, yolun iki yanından bizi selamlarcasına bütün uçsuz bucaksızlığını sergiliyordu. Unesco Kültür Miras Listesi’nde yer alan Ay Vadisi’nden Nebatiler’in, Romalılar’ın, Bizanslılar’ın hatta Osmanlılar’ın geçmiş olması burayı bu kadar derin kılıyordu belki de.

Uçsuz Bucaksız Ay Vadisi Manzarası
Uçsuz Bucaksız Ay Vadisi Manzarası | Fotoğraf: Kübra Karaarslan

Bedevi çadırlarının pek çok versiyonunun mevcut olduğu bu yerde biz tercihimizi şeffaf balon görünümüne sahip olan çadırlardan yana kullandık. Arabamızı benzin istasyonuna park ettikten sonra bizi alacak görevliyi beklemeye koyulduk. Küçük iki şeritli asfalt yoldan hızla gelen pick- up’tan, kafasında sonradan Filistin’e ait olduğunu öğrendiğim puşisiyle dikkat çeken Abu Wael indi. Kendisiyle tanıştıktan sonra konaklayacağımız otele doğru güneşin ısıtmış olduğu turuncu kumlar üzerinde pick-up’ını sürmeye başladı. İrili ufaklı kum tepecikleri üzerinde sağa sola doğru savrulurken rüzgarın yüzümüze vuruşu hoşumuza gidiyordu.

Zeina Desert Lodge
Zeina Desert Lodge | Fotoğraf: Kübra Karaarslan

Balon görünümlü şeffaf çadırların yan yana dizildiği otele vardığımızda çölün derin sessizliği ikimizi de etkisi altına almıştı. Gürültünün bir an bile eksik olmadığı hatta zihnimizin konuşmadan kendini alamadığı, insan ruhunun robota dönüştüğü bir şehirden sessizliğin ortasına düşmek; bu ıssızlığı çekici hale getiriyordu bana göre. Zaten pek çok filme plato olan bu yer sanki boyutların ötesinde bambaşka diyarların merkeziymiş gibi bir hissi uyandırıyordu.

Wadi Musa
Wadi Musa | Fotoğraf: Kübra Karaarslan

Güneşin batışını görebilmek üzere Jeep Safari Turu ayarladıktan sonra kumların üzerinde limitleri zorlayan şöförle beraber çevreyi gezmeye başladık. Nihayet güneşin batışını görebileceğimiz kumdan tepelere varabildik. Güneşin sıcaklığından mahrum kalan kumların altına ayaklarımı sokuyor, sıcaklığını hissedebilmek için iyice aşağı doğru eşeliyordum. Bir taraftan kameram halihazırda gün batımını yakalayabilmek için her daim hazır modda beni bekliyordu. Göz açıp kapayana kadar gözden kaybolan güneş, kafamda tüm bu güzelliği kazandıranın ne olduğu sorusuyla başbaşa bıraktı beni.

Martian Filmindeki Plato
Martian Filmindeki Plato | Fotoğraf: Kübra Karaarslan

Otele döndüğümüzde çoktan akşam olmuştu. 3 saat boyunca kuyuda pişen kebabın çıkarılışını izlemek üzere toplanan kalabalığın arasına girdik. Bizler tandır kültürüne alışık olduğumuz için buna çok şaşırmazken Avrupalılar kameralarına yapışıp yemeğin görüntüsünü fotoğraflama gayreti içerisine girdiler. Söylemeden edemeyeceğim; yemekler oldukça lezzetliydi. Yemekten hemen sonra yıldız gözlem turu için kıldan yapılmış Bedevi çadırı içerisinde naneli Bedevi çayını yudumlayarak beklemeye başladık. 

Çayın kimi zaman şekerle beraber kaynatılarak içerisine kakule ve nane koyulduğu Ürdün topraklarında enfes bir çay kültürü ortaya çıktığını söyleyebilirim. Sırasıyla bir, iki ,üç derken o kadar çok çay içtiğimizi fark ettik ki kendimiz bile şaşırdık bu duruma.

Rum Sky
Rum Sky | Fotoğraf: Kübra Karaarslan

Akşam ay ışığı altında yıldızları gözlemlemek için Rum Sky’a gittiğimizde burayı bu kadar seveceğimi düşünmemiştim. Kalabalığın içerisindeki insanlar ne yapacaklarını bilemez halde etraftaki koca teleskoplara doğru yönelmeye başladılar. Rehberimizin yönlendirmesiyle kimsenin yanaşmadığı teleskopa gözlerimizi yerleştirdiğimizde karşımızda halkalarıyla bize bakan güzeller güzeli Satürn vardı.

Benim için unutulmaz etkinliklerden biri oldu burası; yıldızları öğrenmek, onlara yakından bakmak ve hiçbir yerleşimin olmadığı bu alanda gökyüzünün yıldızlara yorgan olması alışılagelmiş değildi, büyüleyiciydi. Evrenin sonsuz olmasının bir anlamı var diye düşündüm.

Yıldız Gözlem Turu Rumsky
Yıldız Gözlem Turu Rumsky | Fotoğraf: Kübra Karaarslan

Dünyanın neresinde huzur kaldı ki?” diye düşünürken bu kanlı coğrafyada yer alan vadi beni karmakarışık bir ruh hali ve giderek yoğunlaşan sorularla baş başa bıraktı. Varoluşumuz, varolanlar hatta yaşananlar sanki rastlantı değil de derin ve kavrayamadığımız bir anlam içerisinde gerçekleşiyor. Sanırım her şeyin ötesindeki metafizik bana cazip gelmeye başlıyordu.

Kapak fotoğrafı: Kübra Karaaslan

İlginizi çekebilir: Canan Keles’ten Ürdün Çöl Kampı