Fransa denilince aklıma gelen tek şey var sanırım, o da “Je t’aime.” Dünyanın en romantik şehirlerinden biri olarak kabul edilen Paris için size minik, yani #petite bir yazı hazırladım.

Concorde Meydanı | Fotoğraf: Petite Guide

Nasıl gidilir? Nerede kalınır? Hava durumu nasıl? Nerelere gidilir ? Ulaşım nasıl oluyor? Ne yenir, ne içilir? hakkında minik tüyolar… Öncelikle isterseniz nasıl gidilir ile başlayalım.

Nasıl gidilir?

Paris
Paris | Fotoğraf: Petite Guide

Fransa’ya gidebilmek için yapmanız gereken ilk şey Schengen vizesine sahip olmanız. Başvurunuzu VFS Global üzerinden yapabilirsiniz. İstanbul’da Anadolu Yakası için Altunizade’de, Avrupa Yakası için de Dolapdere’de şubesi olan bu merkez online randevu ile çalışıyor. Vize başvurusu için gerekli evrakları ve süreç hakkında detaylı bilgiyi Fransa Vize Başvurusu bağlantısından inceleyebilirsiniz.

Gelelim, vize başvurusu için gerekli olan hatta neredeyse en önemli olan uçak bileti ve konaklamaya! Uçak bileti için tercih edebileceğiniz hava yolu şirketleri: THYPegasusAir France. İstanbul’dan Paris’e uçuş süresi yaklaşık 3 saat 35 dakika. Paris’te iki tane hava alanı bulunuyor; biri Charles de Gaulle (Roissy Hava limanı) ve diğeri Orly.

Orly, şehrin güneybatısında bulunuyor. Bu havaalanından merkeze ulaşım RER-B hattı ve OrlyBus servisleriyle sağlanıyor. OrlyBus için önceden bilet almanıza gerek yok, küçük bir havaalanı olmasından dolayı, merkeze ulaşım konusunda pek sıkıntı çekmeyeceğinizden eminim. Biz dönüşte hangi ulaşım aracı ile hava alanına gideceğimizden emin olamadığımız için 9.50€’luk tek yön bileti aldık. Nitekim dönüşte maraton koşusu olduğu için bazı yollar kapalıydı ve taksiyi tercih ettik. Ben garanticiyim, aman önceden biletimi rezerve ettireyim derseniz de OrlyBus bağlantısını inceleyebilirsiniz. Yolculuk yaklaşık 40 dakika sürüyor fakat Paris’te de trafik söz konusu olduğu için bu zaman aralığı artış da gösterebilir.

Charles de Gaulle (Roissy Hava limanı), şehrin kuzeydoğusunda yer alıyor. Kısaca CDG, Avrupa’nın en büyük havaalanlarından biri olarak biliniyor, dolayısıyla biraz karışık. Havaalanında üç terminal bulunuyor. CDG’den şehir merkezine gelebilmek için RER-C ve RER-B hatlarını kullanabilirsiniz veya Le- Bus Direct’i kullanabilirsiniz. Le-Bus Direct’in tek yön bilet fiyatı 18€’dan başlıyor. Otobüs şoförlerinden veya otomatlardan biletleri temin edebilirsiniz. RER-B ve RER-C hatları içinse bilet fiyatı 10.30€.

Ulaşım için detaylı bilgiye ulaşım bilgilerine bakabilirsiniz.

Şehir içinde ulaşım.

Tamam, havaalanından merkeze geldik. Şimdi de şehir içerisinde kullanacağınız metro, otobüs ve benzeri için de bilet almanız gerekiyor. Eğer gezeceğiniz bölgeler 1-3 alanlarında ise farklı, 1-5 alanları içerisinde ise farklı ücretlendirme seçenekleri sunuyorlar. 1-3 ve 1-5 alanları hangi sınırlar içerisinde derseniz aşağıdaki harita size yardımcı olacaktır;

zones_touristes
Paris Ulaşım Haritası |

Genelde gittiğimiz şehirlerde, her bir sokağına girebilmek, lokal tüm yerlerini görebilmek adına bizim gibi yürümeyi tercih edenlerdenseniz, 1-5 bölgesi sınırları için tek binişlik 10 adet bilet alarak hem daha uygun hem de bilet bittiği zaman tekrar alabilme şansı olanı değerlendirebilirsiniz. Eğer yürümek yerine ulaşım araçlarından daha çok yararlanmak ve daha hızlı bir gezi turu yapmak isterseniz de Navigo kart tam size göre. Charles de Gaulle Havalanı’nda RER girişindeki gişelerden, Orly Havaalanı’nda ise OrlyBus otobüs durağındaki gişeden temin edebilirsiniz. OrlyBus’ta da kullanılabilmesi ve bölge sınırlamasının olmaması bu kartın en büyük avantajı. (Navigo kart almayı tercih ederseniz, yanınızda minik bir vesikalık fotoğraf bulundurmanızda fayda var.) Daha fazla detaya bilet bilgi‘den erişebilirsiniz.

Şehirde ulaşım gerek otobüs gerek metro hattı olarak kolaydı. Hadi size bir güzellik yapayım ve Paris metro hattını ve şehir haritasını buraya ekleyeyim de, lazım mazım olur. 🙂 Şehir haritamız ve metro hattımız elimizde; o zaman kaldığımız otele doğru yola çıkalım!

Nerede kalınır?

Size konaklama için iki yer tavsiye edeceğim. Öncelikle Paris’te, geniş odalı bir yer beklentisine girerseniz biraz hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz. Genelde otel odaları ufak oluyor. Ufak derken, ne kadar ufak olabilir? demeyin. Şöyle anlatayım; bir yatak, bir masa ve bir dolap olan odaya  bavulu koyunca geçecek yer kalmayabilir. İşte böyle bir ufak. O yüzden benim için otel, sadece kalma yeri değil ferah ferah olsun derseniz otellerin odalarını iyi inceleyin derim.

Konakladığımız yerlerden bir tanesi; Saint Georges metro durağına yakın olan “36 rue Notre Dame de Lorette” deki otelimiz ASTOTEL . Otele, havaalanından OrlyBus’ı tercih ederek gittik. OrlyBus ile önce Montparnasse’ye, buradan da metro ile Saint Georges durağında inerek çok kolay bir şekilde otelimize ulaştık. Otelde saat 13:00’dan sonra lobisinde bulunan tatlış oturma alanında sınırsız yiyecek ve içecek servisi bulunuyor. Otelin en güzel yanı, konumunun yanında işte bu güzel ayrıntı.  Konum olarak Moulin Rouge’a, Opera Binası’na yürüme mesafesi kadar yakın. Otele kahvaltı dahil değil, ki lokal yerler keşfetmeyi sevdiğimizi söylediğimizden anlayacağınız üzere, bu bizim için güzel bir ayrıntı. Otelin kahvaltısını en son gün denedik, kişi başı 10€. Açık büfede bulamayacağınız yiyecek yok denebilecek kadar güzeldi.

Konakladığımız yerlerden bir diğeri ise –tabii aynı tatil içerisinde bir orada bir burada kalmadık, her gidişte farklı tecrübeler söz konusu-; Hotel Mercure Paris Gare Montparnasse. Geniş ve ferah oda isteyenler için ideal bir otel. Booking’de otellere bakarken çoğunda metrekare yazdığını göreceksiniz. Bu otelin odalarıysa yaklaşık 25 metrekare. Önemli iki metro hattının tam ortasında yer alan otel aynı zamanda meşhur Saint Germain Bölgesi’ne yürüme mesafesinde. Biz ilk gün otele bavulları bıraktığımız gibi Cafe de Flore’a akşamüstü şarabı içmeye yürümüştük. 

Konaklamamız da tamamsa sırada; “Yanımıza asıl kıyafetler, ayakkabılar alalım?” sorusuna yanıtlar var.

Hava Durumu – Kıyafet

Hava durumu gittiğiniz mevsimlere göre farklılık gösteriyor ama genel olarak Paris’e gidiyorsanız yanınıza bir mont alın derim. Hiç beklemediğiniz bir anda yağmur yağabilir ve üşüyebilirsiniz. Ayakkabı olarak da mutlaka rahat bir seçim yapın. Merdiven çıkmak ve taşlı yollarda rahat  yürüyebilmek adına. Rahatsız ayakkabılarınızı sadece fotoğraf çekmek için kullanın. 🙂

Nisan ayında gitmemize rağmen –yani insan nisan deyince bir bahar havası bekliyor haliyle– yağmura ve soğuğa yakalandık. Hava bir soğuk, bir yağmurlu, bir güneşli olunca kimi zaman montlar yetersiz, kimi zaman da fazla kaldı.

Paris’te yürürken etrafınızda şık insanlar göreceksiniz, bu onların normal halleri, yani bir davete ya da özel bir yere gitmiyorlar. Nitekim, Paris deyince akla hemen “Paris moda haftaları” geliyor. Bu yüzden siz de spor-şık kıyafetlerle giderseniz bir Fransız edasıyla ortalıkta süzülebilirsiniz. Kabare show’a gidecekseniz yanınıza bir topuklu ve bir de şık bir elbise almanız yeterli olur. Erkeklerin işi zaten kolay, onlara bir öneride bulunmuyorum. 🙂

Cicilerimizi giyip, süslenip püslendiysek gidilecek yerlerin listesinin yanı sıra önceden bilet almanız gereken yerler için minik önerilerimize sıra geldi.

Nerelere gidilir?

Eiffel Kulesi
Eiffel Kulesi | Fotoğraf: Petite Guide

1- Eyfel Kulesi (Tour Eiffel)
2- Louvre Müzesi (Musée du Louvre)
3-Ressamlar Tepesi (Sacré Coeur)
4- Versay Sarayı ve Bahçeleri (Chateau de Versailles)
5- Notre Dame Katedrali (La Cathédrale Notre-Dame)
6- Orsay ve Orangerie Müzeleri (Le Musée de d’Orsay et l’Orangerie)
7- Sainte Şapeli (Sainte – Chapelle)
8- Disneyland Turu

Arc de Triomphe | Fotoğraf: Petite Guide

9- Zafer Takı (Arc de Triomphe)
10- Sen Nehri Turu (La Seine)
11- Nehrin üzerindeki köprüler
12- Kabare Show (Moulin Rouge – Lido)
13- Lüksemburg Bahçesi (Jardin  du Luxembourg)
14- Tuileries Bahçesi (Jardin des Tulieries)
15- Şanzelize Caddesi (Champ-Elysees)

Opera Binası | Fotoğraf: Petite Guide

16- Opera Binası (Palais Garnier)
17- Concorde Meydanı
18- Montmartre
19- Le Marais
20- Panthéon
21- Picasso Müzesi
22- Les Halles
23- Pasajlar, özellikle Galerie Vivienne

Pigalle Basketbol Sahası | Fotoğraf: Petite Guide

24- Pigalle Basketbol Sahası
25- Shakespeare and Company (Kitap dükkanı)
26- Wall of Love
27- Paris Louvre ( Şehrin içerisindeki Duty Free diyebiliriz, tax free alışveriş için aklınızda olsun.)
28- Fransız bit pazarı (denk gelirseniz, çok tatlı şeyler satılıyor)

Louvre Müzesi | Fotoğraf: Petite Guide

O kadar geldik Paris’e, Eyfel’in tepelerine kadar çıkalım, Louvre Müzesi’nde tarihe, sanata doyalım, nehir turu yapalım, e bir de kabare gösterisini izleyelim derseniz, size önerimiz biletleri önceden almanız. Lakin dğer türlü uzun kuyruklar bekleyip tatilin büyük bir kısmını sıralarda geçirebilirsiniz. Tripadvisor üzerinden Viator‘un internet sitesinden bütün bu biletleri temin edebilirsiniz.

Moulin Rouge | Fotoğraf: Petite Guide

Kabare gösterisi için önerebileceğimiz Lido ve Moulin Rouge. Her ikisinde de yemek ya da şampanya eşliğinde izleyebileceğiniz seçenekler mevcut. Biz yemeğimizi başka yerde yemeyi tercih edip, şampanya eşliğinde izlemiştik. Bu arada küçük bir ayrıntı var; gösteriyi izlemek için masalar uzun, dolayısıyla herkes tanımadığı kişilerle birlikte oturup izliyor. 🙂

Neler yiyelim, içelim? Gelsin kaloriler!

Paris’e gittiğiniz zaman diyet yapıyorsanız ona küçük bir ara vermeniz gerekecek. Çünkü yol üzerindeki cafélerin neredeyse hepsinde harika tatlılar ve pastalar var. Aynı şekilde akşam yemeğinde de denenmesi gereken yemekler, içilmesi gereken şaraplar söz konusu. Nasıl olsa gezerken bol bol yürüyeceksiniz, o yüzden bütün yemekleri tatmaktan zarar gelmez. (Tartının ibresini de değiştirirseniz pek sıkıntı kalmıyor.)

Angelina | Fotoğraf: Petite Guide

Angelina, aslında ayrı bir konu başlığı olur ama bu tarihi pastaneye mutlaka gidin. Önerilerimiz; meşhur Mont Blanc kestaneli pasta ve sıcak çikolata. Şehrin çeşitli yerlerinde bulabileceğiniz bir café ama yine de Tuileries Bahçeleri’nin paralelindekine gitmelisiniz.

Cafe de Flore | Fotoğraf: Petite Guide

Café de Flore; akşam üstü bir blush’a kimse hayır diyemez. Saint-Germain Bölgesi’nde.

Le Bouillon Chartier (Chartier); 1896’dan beri aynı yerinde hizmet veren bu restorana uğrayıp meşhur ördek eti ile şarap keyfi yapmalısınız. Opera Bölgesi’ne yakın.

L’eclair | Fotoğraf: Petite Guide

 L’eclair; tüm eklerlerini yemeliyiiizzz! Birçok şubesi mevcut.

Sacha Finkelsztajn; paskalya kokusunu takip edin. Le Marais Bölgesi’ne yakın.

La Maison du Chocolat; çikolatalı makaronları tadınca gözleriniz kalp oluyor. Saint Honoré’de.

Saint Michel’deki en büyük Paul‘den mis gibi kruvasanları, yanındaki marketten peynir ve şarabınızı alıp doğruca Lüksemburg Bahçesi’ne yürüyorsunuz, parkta piknik!

Café Marlette | Fotoğraf: Petite Guide

Café Marlette; hem kahvaltı için hem de ara öğünde tercih edebileceğiniz bir yer. St Georges Bölgesi’ne yakın.

La Buvette Paris | Fotoğraf: Petite Guide

La Buvette Paris; akşamüstü atıştırması için harika bir şarküteri mekanı. Yine çikolatalı keki ve kahvesinden de tatmayı unutmayın. St Ambroise Bölgesi’nde.

Le Relais de l’Entrecote; en ünlü restoranlardan biri diyebiliriz. Menü sadece, Café de Paris soslu antrikot, sınırsız patates kızartması ve salatalardan oluşuyor. Kapıda sıra oluyor fakat lezzet açısından beklemeye değer. Saint-Germain ve Champs-Elysées’ye çok yakın olan Rue Marbeuf’te.

Laduree; klasiklerden diyebiliriz. Champs-Elysées üzerindeki şubesinde restoran ve bar kısmı da mevcut. Şehrin çeşitli yerlerinde bulabileceğiniz bir café. 

Au Petit Comptoir; hem tatlı hem de tuzlu krepler için harika bir yer, tam yanında da 2€’ya sıcak şarap veren restoran ile bence harika ikili! Sacré Coeur, Montmartre’de.

Pierre Hermé; makaronları küçük bir ziyafet… Şehrin çeşitli yerlerinde bulabileceğiniz bir café. 

Le Paradis du Fruit; Saint Michel Bölgesi’nde yorulunca enerji depolamak için güzel bir durak. Şehrin çeşitli yerlerinde bulabileceğiniz bir café. 

Cafe de la Paix; içeriye girdiğinizdeki tarih kokusunu içinize çektikten sonra yemek ya da tatlı, kahve seçeneği için güzel bir restoran. Opera’nın hemen yanında.

Ferdi; hamburgerlerinin tadı hala damağımda diyebilirim. Küçük bir mekan, genelde rezervasyon ile kabul ediyorlar ama şanslıysanız boş masa varsa, rezervasyon sahibi gelene kadar sizi ağırlayabiliyorlar. Concorde Meydanı’na yakın, Tuileries Bahçesi’nin karşısında.

Bouillon Pigalle; lokal Fransız yemeklerini tatmak isterseniz doğru yerdesiniz!

Le Pain Quotidien| Fotoğraf: Petite Guide

Le Pain Quotidien; sağlıklı kahvaltı, mis gibi ekmekler… Şehrin çeşitli yerlerinde bulabileceğiniz bir café. 

Paris dönüşünde, kendinize ve çevrenizdekilere alabileceğiniz en güzel hediye fikirleri için de önerilerimiz var. Neler mi?

  • Tabii ki şarap! Lokal marketlerden daha ucuza temin edebilirsiniz.
  • Hardal. Paris’te, en sevdiğim şeylerden bir tanesi de hardal soslu yemekleri. Paris’in 200 kilometre güneydoğusundaki Dijon şehrinde üretilen hardalları almadan dönmeyin. Yine lokal marketlerden tercih edebileceğiniz bin bir çeşit hardal var.
  • Parfüm. Fransa denilince, akla gelen bir diğer şey ise tabii ki de kokuları. Kişiye özel parfüm yapan yerler bile mevcut. Hatta kokulu sabunlarından da alabilirsiniz.
  • Tarif kitabı. Bir şehri ziyaret ettiğim zaman alınabilecek, o anıları, tatları, kültürü daimi olarak yaşatabilecek tek şey tarif kitabı. Fransa’nın da mutfağını, evinize taşımak için bence en güzel hediye.

Sonuncu petite önerimiz de; birisiyle konuşmaya başlamadan önce mutlaka “Bonjour!” diyin. 

Kapak fotoğrafı: Petite Guide

İlginizi çekebilir: Gizem Kızılelma’dan Paris’te Ne Yenir?