Kelimelere dökemediğimiz onlarca hissimizi bir eylem ile karşıya geçirebilmemiz mümkün müdür? Bazen bazı anlarda konuşmak gerekmez; konuşmadan anlatmak ister insan hislerini. Gözlerimizin, dudaklarımızın bile hislerimizi dökemediği anlarda devreye girer sarılma eylemi. Öyle bir eylemdir ki sarılmak, düşüncelerimiz ve hissettiklerimiz karşıya görünmez bir enerji şeklinde akıp geçer. Sarılma üzerine bu kadar düşünmemi sağlayan ise yakın zamanda internette dolaşırken gördüğüm bir eser oldu: Sarılmanın Anatomisi

Sarılmanın Anatomisi
Sarılmanın Anatomisi | Fotoğraf: Unsplash/@marcobian

Luna Lu isimli sanatçının “Sarılmanın Anatomisi’’ adlı eseri ilk karşılaştığım an oldukça ilgimi çekti. Bir esere sadece bakmak anlamamızın için yeterli değildir, sanatçının anlatmak istediği şeyi görmek için detaylı bir şekilde eseri incelemek gerekir. Eseri inceledikçe sarılmanın bu kadar güzel ve yalın bir şekilde anlatılabilmiş olması beni çok etkiledi.

 Eserde görünen şey aslında iki kalp ve kalpleri saran iki adet göğüs kafesi. Ama esere daha detaylı bir şekilde baktığımızda sarıldığımız anda oluşan kalplerin birbirine değme anı, aslında bir “an”dan çok görünmez bir enerjiyi de barındırıyor. Karşılıklı duygu akışı tam da bu anda meydana gelir. Kalplerin birbirine değdiği an, kelimelerin sessiz bir şekilde konuştuğu, zamanın tam da o saniyeler içinde durduğu özel bir andır. Basite indirgersek evet kollarımız ve göğüslerimiz ile yaptığımız bir işlem bile diyebiliriz. Ama esere ve sarılmanın bir eylem dışında yarattığı görünmez gerçekliğe baktığımızda aslında karşımızdakine ruhumuzu verdiğimizi, öpmek ve dokunmanın yeterli gelmediği anlarda devreye girdiğini, kalplerin adeta bir ihtiyaç şeklinde birbirine değme isteği halinde olduğunu görürüz.

Kısacası sözün bittiği kalplerin kendi içinde sessizce konuştuğu özel bir andır. Sarılma eylemi edebiyatımıza ve sanatçılarımıza da ilham olmuştur. Türk Edebiyatı’nda sarılmak üzerine Aziz Nesin: “Sarılmak neden güzeldir bilir misin? Çünkü sağ tarafta kalp yoktur, ve orası hep boştur. Sarılınca, sağ yanını onun kalbi doldurur…’’ demiş ve sarılmayı az sözle ama öz bir şekilde açıklamıştır. Usta şair Özdemir Asaf ise: “Sarılmak için yürek gerekir. Kollar sonraki iş.’’ diyerek yaptığımız eylemin görünen yüzünü değil iç yüzünü vurgulamıştır.

Sarılmak kayıp bir parçamızı bulmak gibidir aslında. O an içinde iyi hissetmek, her şeyi bir anlığına unutmak iki iken bir olmaktır adeta. Hayat bu kadar belirsiz ve beklenmedikken, sarılmak gerek düşünmeden. Tam da şu anda yaşıyorken sevdiklerimize sıkı sıkı sarıldığımız binlerce güzel anılarımızın olması dileği ile.

Kapak Fotoğrafı: Instagram/@art.lunalu

İlginizi çekebilir: Damla Sekman’dan Ağaçlara Sarılmak