Hepimizin hayatta karşılaştığı zorluklar sahip olduğumuz enerjinin bozulmasına, hayatımızın dengesizleşmesine yol açıyor kimi zaman. Bu durumlarla başa çıkmak için çözüm yollarına ihtiyaç duyuyor, mental ve ruhsal sağlığımızı kazanmamızı sağlayacak alternatiflere yöneliyoruz. Ben de spor, dans ve yoga üçgeninde pratiklerimi yaparken fark ettim ki, Hinduizm, Ayurveda gibi pek çok konseptle de bağlantılı olan yoga sadece duruşları yapabilmek, fiziksel olarak kuvvetimi arttırmak değildi. İşin daha farklı bir boyutu vardı. Bu da, hayatımızın dengesini bozan şeylerden uzaklaşarak bedene ihtiyacı olanları vermek ve bu düşünceyi sadece fiziksel egzersizlere değil temel ihtiyaçlarımızı karşılamaya da uygulamaktı. Ben bunu uygulamaya, hayatın en keyifli noktası olan yeme-içmeden başladım. Hadi gelin, yoga felsefesinde beslenme nasıl yorumlanıyor ve satvik beslenme nedir birlikte bir göz atalım.

Beslenme
Satvik Beslenme | Fotoğraf: Unsplash/@markuswinkler

Guna ve Dosha

Satvik beslenmeden bahsetmeden önce, ilk olarak Ayurveda’nın temelini oluşturan üç enerji çeşidine yani ‘guna’lara bakalım: ‘Sattva’, ‘Rajas’ ve ‘Tamas’. Kelime anlamı değerli nitelik olan ‘Guna’, Hinduizm inanışın temel konseptlerinden biri.

Guna ve Dosha
Guna ve Dosha | Fotoğraf: Unsplash/@simonrae

Kökeni Hindistan’a dayanan, yaşam bilgisi anlamına gelen alternatif tıp dalı Ayurveda’da da vata, ‘pitta’, ‘kapha’ olarak adlandırılan ‘üç dosha’nın dengeye nasıl getirilebileceğine odaklanılır. ‘Dosha’lar, fiziksel bedeni oluşturduğuna inanılan enerjilerdir. ‘Guna’ ise, mental dosha olarak adlandırılabilir. Yogik beslenme çeşidinde tükettiğimiz besinler, bu ‘guna’lar üzerindeki etkilerine göre sınıflandırılır. Kısacası, yediklerimiz ‘guna’ları, ‘guna’lar da ‘dosha’ların dengede kalmasını sağlıyor diyebiliriz. Bu nedenle, ‘Triguna’ ve ‘Tridosha’, beslenmeyi ve mental dengeyi değerlendirmeyi sağlayan birbiriyle bağlantılı konseptler olarak karşımıza çıkıyor.

Üç ‘Guna’ Konsepti

‘Sattva’, ‘Rajas’ ve ‘Tamas’ olarak adlandırılan ‘guna’lar, her zaman var olan değişken evrensel enerjileri temsil ediyor. Bu felsefeye göre, tüm yaşam bu üç esas özellikten oluşuyor.

Üç Guna
Üç ‘Guna’ | Fotoğraf: hariomyogamerkezi

Sattva

Kelime anlamı, uyum, saflık, bütünsellik, pozitiflik gibi evrendeki iyi duygulara karşılık gelen ‘Sattva’ denge, huzur ve iyilik halidir. Bu enerjinin dominant olduğu durumlar ortaya yaratıcılık, sevgi, yapıcılık, sakinlik ve iyileşme çıkarır. Doğa, ‘Sattva’ enerjisiyle doludur. ‘Sattva’ enerjisini arttırmak isteyen kişiler, arındırıcı pratikler uygulamalı, saf ve doğal gıdalarla bedenlerini beslemelidir. Dengeli bir yaşam tarzı ve günlük rutinler, temiz bir ortamda yaşamak, temiz su ve hava, iyileştirici duygusal deneyimler, ve en temelinde de nitelikli davranışsal pratikler (başkalarına duyulan saygı, öz farkındalık ve öz kontrol, sadelik, şefkat gibi) ‘sattva’yı destekleyici diğer faktörlerdir.

Rajas

‘Rajas’, tutku ve dinamiklik olarak ortaya çıkan, hareketi ve değişimi doğuran enerjidir. Bazı durumlarda, ben-merkezciliği, egoyu ve bireyselliği ön planda tutmaya neden olan hırsın temelini oluşturan aşırılık halidir. Haz istemiyle, bencillikle ve yüksek efor koyularak yapılan ve tetikleyici etkeni bunlar olan davranışlar ve maddeler ‘rajasik’ olarak tanımlanır. Bu enerji yoğun olduğunda, dünyayı algılama şeklimiz daha talepkâr ve kaotiktir. Bu nedenle vereceğimiz tepkiler daha hırslı bir hal alarak aşırılaşır.

Tamas

Kelime anlamı karanlık olan ‘Tamas’, tembellik, hareketsizlik, kaos ve negatiflik halidir. Endişe, yıkıcılık, bilgisizlik, duygusuzluk hallerine yol açar.

Satvik Beslenme

Satvik Beslenme
Satvik Beslenme | Fotoğraf: Unsplash/@primal_harmony

Yukarıda bahsedilen üç ‘guna’, evrende her varlıkta farklı miktarlarda bulunur. İnsan zihni ise, psikolojik nitelikleri çok hızlı değişen ve birbirine dönüşen bir yapıdadır. Bu değişkenlik, baskın ‘guna’nın hayatı algılama şeklimizi ve durumlara vereceğimiz tepkileri belirlemesine yol açar.

Bu inanışa göre, üç ‘guna’dan ‘sattva’yı arttırmanın, karşılaştığımız zorlukları yönetebilecek fiziksel, ruhsal ve zihinsel bütünselliğe ulaşmayı sağlamadaki önemi büyük. ‘Satvik’ beslenme de tam olarak bu enerjinin baskın ‘guna’ olmasını sağlayan besinlere yönelmeyi öneriyor. Saf ve doğal olarak yetiştirilmiş besinler -işlenmemiş ve katkı maddesi içermeyen gıdalar, doğal olarak büyüyen sebze ve meyveler, tahıl, baklagil, tohumlar- tüketmek bu beslenmenin temelini oluşturuyor. Bu beslenme, kolay sindirildiği ve enerji verdiği için sakin bir ruh haline sahip olmamıza yardımcı oluyor. Öte yandan, bağımlılık yaratma ve yüksek enerji verme gibi özellikleri olan cezbedici gıdalar -aşırı yağ, şeker ve baharat içeren gıdalar ile uyarıcı nitelikteki kahve gibi- ‘rajasik’ enerjiyi arttırıcı etkidedir, dikkatli tüketilmeli diyor.

Beslenmeyi, sadece gıda olarak tükettiklerimiz değil, ilişki içinde bulunduğumuz insanlar, okuduklarımız, izlediklerimiz olarak da düşünmek aslında hayatımıza etki eden her şeyi daha dengeli yönetmemize yardımcı olacaktır. Hayatlarımızın yoğun birer koşuşturmaca halinde aktığı, her şeyin çok hızlı değişip tüketildiği ve yine her “şeyin” milyonlarca çeşidine bir tıkla erişilebildiği günümüz modern dünyasında, bu beslenme tarzını benimsemek ve sürdürmek (hele ki bir çikolata delisiyseniz😊) o kadar kolay olmasa da, günlük rutininize ufak değişiklikler ekleyerek siz de bu dönüşümü tadabilirsiniz!  

Kapak Fotoğrafı: Unsplash/@mero_dnt

İlginizi çekebilir: Hatun Vera Altunöz’den Yoga, Ayurveda ve Mindfulness