Ankaralıların yakından bildiği gibi Ulus ve civarı eski Ankara’nın yaşatıldığı ve en orijinal denilebilecek mimariye sahip binaların bulunduğu, müze ve sergilere en çok ev sahipliği yapılan bölgedir. Ben de işim dolayısıyla bu bölgede çok fazla vakit geçirdiğim için civardaki müze ve sergileri keşfetmek, süreli sergileri takip etmek benim için biraz daha kolay olabiliyor. Bu defa sizlerle en yeni keşfim olan Sığınak’ı paylaşmak istiyorum. Sığınak, Ulus’ta Mustafa Kemal Atatürk Heykeli’nin hemen karşısındaki Kurtuluş Savaşı Müzesi’ni geçince, ileride Kültür ve Turizm bakanlığının bahçesinde adeta gizlenmiş halde ziyaretçilerini bekliyor.

Sergi salonu o kadar güzel bir lokasyonda bulunuyor ki, öncelikle Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın güzel mi güzel bahçesini dolaşıp, hemen ardından sergi salonunu ziyaret edebilir ya da başka bir zaman diliminde gelip bu bahçede kitap okuyabilir, yeşilliklerin ve huzurun tadını çıkarabilirsiniz. Biz havalar güzelleştiğinde öğlen aralarında kitap okumaya veya banklarda oturup sessizliğin tadını çıkarmaya geliyoruz. Hepinize kesinlikle tavsiye ediyorum.

Sığınak, daha ilk girişte özgün giriş kapısı ve tabelası ile içeride gerçekten etkileyici eserler ile karşılaşacağımızın habercisi niteliğinde bizleri karşılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın gerçek sığınak alanını oluşturan bu bölümde özgünlüğü korunarak bir tadilat gerçekleşiyor ve Sanat ve Teknoloji Alanı’nın ismi de buradan geliyor. 

Şu anki güncel sergi ‘Belki Sonra/Maybe Later’ adeta sergi salonunun ‘sığınak’a benzeyen doku ve mimarisi ile uyum içinde, yarattığı müthiş endişeli ve tedirgin edici havası ile gerçekten görülmeye değer. Korku ve kriz dönemlerinde nasıl daha parlak bir gelecek, daha güzel bir yarın, daha iyi bir ‘sonra’ yaratılabileceği sorularını soran bu sergiyi gezmek için öncelikle büyük salonu geziyoruz ve burada umut ve düşler odağında eserler gördükten sonra koridora girerek korku, tehlike ve vahşet odağında eserler görüyoruz. 

Sergi’nin merkezinde pozitif çağrışım yapan eserler görürken, mekanın dışına doğru insanın etrafını saran saldırganlıkları işaret eden negatif çağrışım yapan eserler görüyoruz. Ayrıca sığınakların içinde her zaman ışıkların olması ‘her zaman bulunabilecek bir ışık olduğunun’ altını çizen bir anlamı olduğunu da belirtmeliyim. 

Eğer siz de Ankara’da yaşayan bir Sanatseverseniz ve yenilikleri takip ediyorsanız veya Ankara’ya yolu düşenlerdenseniz, bu yeni Sanat ve Teknoloji Alanını görmek için bir öğlen aranızı ya da akşam iş çıkışı bir saatinizi ayırmanızı tavsiye ederim. Hele hele, Salt Ulus’un kapatılmasını hala kabullenemeyenlerdenseniz! Onun yerini dolduramasa da bir nebze olsun tatlı bir his bırakacak bu alanı görmelisiniz. Salt Ulus’a Özlemle…

Kapak Fotoğrafı: Esma Esra Hamurcu

İlginizi çekebilir: Esma Esra Hamurcu’dan Ankara Tunalı’da Huzurlu Keşifler