Walter Tevis’in aynı isimli romanından uyarlanan 7 bölümlük The Queen’s Gambit isimli bu mini diziyi iki günde bitirmeme neden olan satranç dehamızın röportajında söylediği şu sözlerdi: “Dikkatimi ilk önce tahta çekmişti. 64 kareden oluşan bir dünya. Orada kendimi güvende hissediyorum. Kontrolümde, egemenliğimde olabiliyor. Öngörmeye müsait. Zarar görürsem tek suçlusu benim.”

The Queen's Gambit, Beth Harmon
The Queen’s Gambit, Beth Harmon | Fotoğraf: nytimes.com

The Queen’s Gambit, Scott Frank ve Allan Scott  yapımı drama dizisi. Oyuncularımızı ise birçok filmden tanıyoruz; başrolümüz Anya Taylor-Joy’un yanında Thomas Brodie-Sangster, Harry Melling ve daha birçokları.

Emma filminden aşina olduğumuz Anya Taylor-Joy’un canlandırdığı Beth Hormon,  öksüz bir satranç dehası. Beth karakterini hırslı, kibirli, içine kapanık biri olarak tanımlayabilirim. Yine kibirli, kendini beğenen biri olan Emma’dan tanıdığım Anya Taylor-Joy’u bu rolde izleyince hiç de yadırgamadım. 

Annesinin ölümüyle sonuçlanan kazadan sağ kurtulan Beth yetimhaneye yerleştiriliyor. Yetimhanede geçirdiği yıllarda onu satrançla tanıştıran da yetimhanenin hademesi Shaibel oluyor. Shaibel yetenekli bir satranç oyuncusu. Beth’in satranç tutkusunun yanında bir de ilaç bağımlılığı başlıyor. Yetimhanede çocuklara dağıtılan sakinleştirici hap, Beth’in geceleri uyumadan önce tavanda satranç tahtası hayal etmesini sağlıyor. Böylece Beth’in bu ilaç sayesinde satranç tutkusu, aynı zamanda da ilaç bağımlılığı ilerliyor.

The Queen's Gambit, Beth Harmon
The Queen’s Gambit, Beth Harmon | Fotoğraf: imdb.com

Diziyi izlerken Beth’in ünlü bir satranç oyuncusu olma yolundaki engellerine tanık oluyoruz. Geçmişi tamamen arkasında bırakamamış, ilaç ve alkol bağımlılığıyla başa çıkmaya çalışan, yalnız ve yalnız olmaya alışkın olduğu için etrafındaki insanları hayatında tutamayan Beth’in şampiyonluk hırsıyla bu engellerle nasıl başa çıktığını görüyoruz. 

Bu mini dizide aynı zamanda satranç hakkında da bir şeyler öğrenmek mümkün. Dizi “sicilya savunması“, “vezir gambiti” gibi terimlere değiniyor. Birçok satranç ustasının isim ve satranca olan yaklaşımları da ön plana çıkıyor. Dizideki turnuvaları, satranç dehamız Beth’in kafasından satranç oynamasını, hayatları satranç üzerine kurulu insanların sınırsız teknik içeren satranca yaklaşımını izlerken büyülendim diyebilirim. 

The Queen’s Gambit açıkcası beni derinden etkiledi. Kahramanımız Beth’in geçmişindeki travmalarıyla başa çıkması, tutukusu ve en dipdeyken tekrar bu tutkusu sayesinde yolunu bulması bütün bu yolculuğu soluksuz izledim. Genel olarak hüzünlü bir havaya sahip olan bu mini dizi kesinlikle izlenmeye değer diye düşünüyorum. 

youtube play youtube play

                                        Kapak fotoğrafı: chess.com

İlginizi çekebilir: Sine Magger’dan Netflix’te Bu Ay Neler Var?