Bugün “gezegeni korumak için neyi daha iyi yapabilirim”, “doğaya duyarlı olacak şekilde, hangi alışkanlıklarımı ne yönde değiştirmeliyim” gibi soruların ‘beslenme’ tarafına cevap olacak, duyarlı bir yeme şekliyle tanışın: Gezegensel Beslenme.

Gezegensel Beslenme
Gezegensel Beslenme | Fotoğraf: Unsplash / NordWood Themes

İçinde bulunduğumuz çağ; yaşadığımız dünyaya verdiğimiz önemi ve doğaya duyduğumuz saygıyı, gün içinde gerçekleştirdiğimiz her eylemin belirleyicilerinden biri olarak kabul etmeyi gerekli kılıyor. Yaptıklarımızın gelecek nesillerin yaşamlarında ne gibi büyük izler bırakabileceğinin hep farkında olmalı, bu sorumluluk bilinciyle hareket etmeliyiz. İşte bu noktada, sizlere uygulamaya başlayacağınız duyarlı bir beslenme planıyla gezegen için çok faydalı bir adım atabileceğinizi söylemek istiyoruz: ‘Gezegensel Beslenme’ ile bu mümkün. 

Gezegensel Beslenme

Gezegensel Beslenme Nedir?

Gezegensel Beslenme | Fotoğraf: Unsplash / Iwona Łach

Gezegensel beslenme, dünyanın dört bir yanından 37 bilim insanının EAT-Lancet Komisyonu’nda bir araya geliştirerek oluşturduğu bir beslenme şekli ve spesifik bir sağlık problemi olmayan herkesin doğaya verilen insan kaynaklı zararların önüne geçebilecek şekilde bir yeme alışkanlığı edinebileceği fikrini savunuyor. Söz ettiğimiz komisyonun 2 yıllık araştırmaları sonucunda ortaya çıkan bulgular da bunu destekliyor ve yaratılan beslenme düzeninin gezegenin en büyük problemlerinden biri olan açlık sorununa çözüm getirebileceğini, aynı zamanda da bunun çevreye maksimumda yarar sağlayarak yapılabileceğini söylüyor. Peki bu neden önemli?

BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve diğer BM örgütleri tarafından ortak yayınlanan 2019 Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenme Raporu’na göre, dünya genelinde 821 milyon fazla kişi başta açlık olmak üzere, beslenme ile ilgili durumlardan mağduriyet yaşıyor. Bir yandan da, gerçek zamanlı dünya istatistikleri ile tanıdığımız Worldometers’ın şu anki dünya nüfusunu yaklaşık 7.75 milyar olarak gösterdiğini biliyoruz. Dolayısıyla bir yanda, her gün katlanarak artan bir nüfus, bir yanda ise akıl almaz boyutlarda bir gıda yetersizliği ile karşı karşıyayız. Bu da hepimizin bir araya gelerek, doğaya verilen antropojenik zararları, yani biz insanların aktiviteleri dolayısıyla ortaya çıkan olumsuz sonuçları en aza indirgeyen kolektif bir beslenme planı oluşturmasını oldukça önemli kılıyor.

Gezegensel beslenme şeklinin hedefleri arasında; açlık problemlerine çözüm getirmek, yanlış beslenme kaynaklı hastalıkların önüne geçmek ve daha büyük ölçekte, küresel ısınmadan türlerin yok oluşuna, doğayı olası her türlü zarardan korumak yer alıyor. Şimdi gelelim, gezegensel beslenmenin nasıl uygulandığına.

Gezegensel Beslenme Nasıl Uygulanır?

Gezegensel Beslenme
Gezegensel Beslenme | Fotoğraf: Unsplash / Randy Fath

Öncelikle doğaya duyarlı bir beslenme düzeninin, yalnızca bitkisel bazlı besinler tüketmek demek olmadığını ve sanılanın aksine kişiye herhangi bir mahrumiyet yaşatmadığını, tersine hem sağlıklı, hem de keyiflibir yeme şekli olduğunu söyleyelim. Tam da bu sebeple, gezegensel beslenme düzeninde et ve süt ürünleri tamamen yasaklanmıyor, yalnızca tüketilme sıklıkları ve şekilleri değişiyor. Örneğin, her gün et yeme alışkanlığınız varsa, değiştirmeniz gereken ilk nokta bu. Gezegensel beslenmeye göre, kırmızı eti günde yalnızca 14 gram, tavuğu 29 gram, balığı ise 28 gram olacak şekilde tüketebiliyorsunuz.

Devam edelim… Gezegensel beslenme düzenine sahip bir kişinin; fasulye, nohut, mercimek ve diğer baklagillere günde 75 gram, ekmek ya da pirinç gibi tam tahıllara 232 gram, sebzeye 300 gram, meyveye ise 200 gram ayırması bekleniyor. Araştırmacılar, bu beslenme düzeninde baklagil tüketiminin oldukça önemli olduğunun altını çiziyor ve her tabağın en az yarısının meyve ve sebzelerden oluşması gerektiğini söylüyor. Ayrıca, gezegensel beslenme, haftada bir yumurtadan biraz daha fazla olacak şekilde, günde 13 gram yumurta ve yine günde bir bardak süte denk gelecek şekilde, 250 gram süt tüketmenizi uygun görüyor.

Gezegensel beslenme aynı zamanda; ceviz, fındık gibi kuruyemişlerin, günde 50 gram olacak şekilde, büyük oranda tüketilmesini tavsiye ediyor. Bunun en büyük sebepleri arasında ise, kuruyemişlerin protein, vitamin, karbonhidrat ve mineraller açısından oldukça zengin olmaları, yüksek antioksidan ve lif içerikleri, sindirim sistemini düzenlemek, diyabete ve kansere karşı önleyici olmak gibi sayısız faydaya sahip olmaları yer alıyor.

Yani baktığınızda, gezegensel beslenme ne sıkı kuralları olan bir diyet, ne de sevdiğiniz lezzetlerden mahrum kalacağınız bir yeme şekli. Tersine; daha çok sebze, meyve, baklagil ve kuruyemiş tüketmenizi destekleyen, odağına hem kişinin, hem de gezegenin sağlığını alan, sürdürülebilir yaşama hizmet eden ve böylece gezegeni korumayı amaçlayan, oldukça esnek bir yeme planı.

Doğayı korumak için gezegensel beslenme düzenine geçiş yapmak elbette ki tek başına yeterli değil, ancak harika bir ilk adım!

İlginizi çekebilir: Muz Unu Trendi