Kültür, sahip olduğumuz maddi ve manevi unsurların tümü olarak tanımlanıyor. Ulusların yemek alışkanlıklarına baktığımızda farklılıklar olduğunu görüyoruz. İşte bu farklılıklar kültürden kaynaklanıyor. Çoğu toplumda insanlar bir birleriyle tanıştıklarında sohbetleri yemek kültürleri ile buluşuyor. Bizim ülkemiz için de bu böyle… Geçmişi çok eskiye dayanan ve günümüze ulaşan Türk mutfak kültürü üç kıtanın kültürüyle harmanlanmış ve bu çeşitliliği günümüze kadar taşımış. Biz dünyanın en özel mutfağına sahibiz! Çünkü kadim topraklar üzerine kurulmuş bir mutfak kültürümüz var. Bugün, geleneksel lezzetlerin en özgün yorumlandığı ve yeni menüleriyle beni oldukça etkileyen bir mekana götürüyorum sizi… Markus için hazırsanız başlayalım.

img_5215
Markus -Emaar Square İç Mekan | Fotoğraf Kaynağı:Tuba Nil Dengiz

Markus 

Markus; Maslak Oto Sanayi, Emaar Square ve Bağdat Cadde’sinde yer alan bir restoran. Kurucuları Emirhan Paralı ve Sinan Budeyri güzel bir misyonla yola çıkmış. Markus; tasarım, sanat ve birçok farklı disiplinin deneyimlenmesine alan sağlıyor. Salt bir restorandan ziyade aynı zevkleri paylaşan ve birbirini destekleyen bir topluluk olarak var olmayı istiyorlar. Maslak Oto Sanayi ve Emaar’da yer alan iki restoran için de çok özenmişler. Benim önceden deneyimleme fırsatı bulamadığım, Emaar’da yer alan Markus’u gelin bugün birlikte keşfedelim! 

img_5244-2
Markus-Emaar Square Dış Alan | Fotoğraf Kaynağı: Tuba Nil Dengiz

Lezzetler

Markus yepyeni bir menüyle karşımızda! Bu menü ile kendilerini şöyle anlatıyorlar: “Markus olarak, Türk mutfağına, özgün yorumlarımızı getirme tutkumuzla hareket ediyoruz. Yenilikçi gastronomik yaklaşımları geleneksel pişirme yöntemleri ve yerel Türk malzemeleriyle harmanlayarak ortak gıda mirasımıza saygı göstermeyi amaçlıyoruz. Amacımız, Türk mutfağının canlanmasına katkıda bulunmak ve dünyaya pozitif bir şekilde özgün lezzetlerini ve bölgesel özelliklerini sergilemektir.” Bu kadar değerli bir düşünceyle yola çıkan bir işin de sonuçlarının ne kadar güzel olacağını tahmin edersiniz. Menü Yabani mantar çorbası ile başlıyor. İçerisinde sığır dili – borazan – sarıkız mantarları kullanılmış. İki çeşit salatadan ben Rakula Salatasını yedim. Füme enginar, çilek, mandalina vinegrette ve kavrulmuş badem ile oldukça fresh bir salata.

img_5046-2
Rakula Salata | Fotoğraf Kaynağı: Tuba Nil Dengiz

İçli köfte, Çiğ köfte tartare, Firik keşkek menüde dikkat çekiyor. İlk olarak Çiğ köfte tartare’den bahsetmek istiyorum. Çok ama çok beğendim. Üzerine koydukları nar ekşisi havyarları, mayonez ile çok uyumlu. Tabağın yanında servis edilen köz biber cipsi lezzetli ve tabağı daha da farklı kılmış. Bir diğer yorumlanmış lezzet İçli köfte; kuzu kaburga kokoreç, acı yağ ve ekşi krema ile servis ediliyor. Keyifle yediğim eğlenceli bir yemekti. Firik keşkeğe gelecek olursak bu keşkeğin yapımında Firik buğdayı kullanılmış. Uzun süre kısık ateşte yavaş yavaş su vererek pişen keşkeğin üzerine yine uzun süre pişen tiftiklenmiş kaburga eti geliyor. Tadına doyum olmayan bir tabak olduğunu söyleyebilirim.

img_5062
İçli Köfte-Çiğ Köfte Tartare | Fotoğraf Kaynağı: Tuba Nil Dengiz

Paylaşımlıklardan Muhammara gerçekten enfes bir lezzetti. İçerisinde kızarmış ceviz, acı yağ, üzerinde mikro yeşillikler ve portakal segment yanında ekşi maya ekmek ile geldi. Ana yemeklerden Dana kısa kaburga ve Kuzu kaburgayı deneyimledim. Dana kısa kaburga tabağının altında patates püresi, üzerinde kaburga ve Markus kaburga sosu ile oldukça lezzetliydi. Bu arada şunu eklemek istiyorum. Bu patates püresini yapmak için harman patates kullanıyorlar. Bu da Markus’un patates püresini farklı kılıyor. Ayrıca kaburga kısık ateşte uzun süre piştiği için sulu kalıyor ve lezzeti tartışılmaz oluyor. Kuzu kaburga ise ayva chutney ve yeşil yağ ile farklı ve etkileyici bir tabaktı. Ayva chutney baharatlı bir tür marmelat aslında ve kuzuyla da acayip yakışmış diyebilirim.

img_5123
Dana Kısa Kaburga-Kuzu Kaburga | Fotoğraf Kaynağı: Tuba Nil Dengiz

Gelelim en tatlı kısma! Tatlılardan Kefir Kremalı Parfe asla rahatsız etmeyen, çok hafif ve oldukça lezzetli bir tatlıydı. Kefir ve çikolatanın uyumu çok iyiydi. Son olarak size özel bir şaraptan bahsetmek istiyorum. Çok uzun zamandır heyecanla yapmak istedikleri “house wine” hayallerini sonunda Gürbüz ile gerçekleştirmişler. Şarabın adı “3”. Syrah ve  Grenache üzümleri kullanılarak üretilen şarap sadece 300 adet üretilmiş. Fransız meşe fıçısında bekletilerek ,bir yılı aşkın sürede ise şişelerinde dinlendirilen bu özel şarap dost sohbetlerine eşlik etmek için sabırsızlanıyor. 

img_5173
3-Şarap | Fotoğraf Kaynağı: Tuba Nil Dengiz

Türk mutfağını günümüze göre yorumlayan ve daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayan böyle restoranlar görmek beni oldukça mutlu ediyor. Ben menüyü çok beğendim. Sizlerin de gitmesini ve bu yemekleri deneyimlemesini tavsiye ederim.

Kapak Fotoğrafı: Tuba Nil Dengiz

İlginizi çekebilir: Tuba Nil Dengiz’den Seretinà