‘Lovebombing, ‘gaslighting’, ‘self-care’, duygusal kapasite, kişisel sınırlar ve daha onlarcası… Y ve Z jenerasyonlarına dahil olup terapi terimlerini kullanmayan bir tanıdığınız kaldı mı? Son yıllarda, kişisel bakım ve sınır belirleme gibi terapi kavramları, Instagram diğer sosyal medya topluluklarında sık paylaşılan mantralar haline geldi. Kendini gerçekleştirmeyi savunan tavsiyelerden ‘dating’ terimlerine onlarca içerik sayesinde bilgimizin ve farkındalığımızın arttığı doğru. Yine de terapi terimlerini günlük yaşamda kullanmak sanıldığı kadar iyi bir fikir olmayabilir.

İster bunalmış hissettiğimizde planları iptal etmek olsun, ister artık bize hizmet etmeyen ilişkileri bitirmek olsun pek çok olay sırasında kendimizi ve ihtiyaçlarımızı savunacak daha zengin bir dilimiz var. Bununla birlikte, özellikle ilişkileri sonlandırırken insan kaynakları e-maillerine benzeyen terapi terimleriyle dolu cümleler kullanmak samimiyetsiz bir ve çoğunlukla tek taraflı bir iletişimi meydana getiriyor. Örneğin; 24 yaşındaki Anna, Bustle’a verdiği bir röportajda beş yıllık arkadaşının kendisiyle iletişimi kesmesini şu şekilde anlatıyor: “Arkadaşımın bana gönderdiği mesaj şöyleydi: İhtiyaçlarımı karşılamaya ve hayatımın kapsamı içinde doğru hissettiren şeylere göre hareket etmeye çalıştığım bir yerdeyim ve korkarım arkadaşlığımız bu çerçeveye uymuyor.” Yaptığım yanlış bir şey olup olmadığını sorduğumda, bana cevap vermekten çekindiğini ve tartışmaya gerek olmadığını söyledi.

Fotoğraf: DNY59

Anna’nın yaşadığı olay nadir bir örnek de değil. 28 yaşındaki Tom The Telegraph’a verdiği röportajda ‘Christmas’ tatilini birlikte geçirme sözü verdiği kız arkadaşının üç gün önce kendisinden terapi terimleri kullandığı bir mesajla ayrıldığını ve sorunu konuşmak için onu aramak istediğinde yanıt vermeyerek sınırlarına saygı duymasını rica eden bir mesaj gönderdiğini söylüyor. Konuya uzmanların gözünden bakıldığında ise bu terimlerin terapi dışında kullanımı aslında doğru değil.

Psikolog Sheri Jacobson The Telegraph’e yaptığı açıklamada güncel durumu şu şekilde özetliyor: “Psikolojik kavramlarla ilgili teorik tartışmaların sayısında kesinlikle bir artış oldu. Ancak bu terimler danışanlar için değil, terapistler için tasarlandı ve birçok insan için davranış türlerini ve kalıpları etiketleyebilmek çekici gelse de, aşırı genellemeye, aşırı uygulamaya ve yanlış kullanıma yol açabilirler. Ek olarak önemli konulara dair tartışmalarda tek taraflılık ve yabancılaşma hislerini de tetikleyebilirler.” Aslında Jacobson’ın ifadeleri günlük yaşamda hem kendimiz hem de karşı tarafın açık ve nazik olabilmek adına gösterebildiği bu eğilimin beraberinde getirdiği riskleri de vurguluyor. Sınır belirleme ve katılığın ötesinde, terapi konuşmasının yaygınlaşması, bazı insanlara belirli ilişkilere veya davranışlara “toksik” ve “narsist” gibi etiketler atamaya teşvik ediyor.

Kapak Fotoğrafı:

İlginizi çekebilir: