Dünyada görmek istediğimiz ne çok yer var değil mi? Zaman zaman siz de aldığımız nefes hepsine yetecek mi diye endişeleniyor musunuz? Cevabınız evet ise; bu endişe sizi seyahatlerinizde yaşadığınız ana mükemmel bir şekilde adapte edebilir! Tavsiyem; bir seyahat ritüeli yaratmanız ve her yeni şehrin sınırlarına girdiğinizde ilk önce ve kocaman bir nefes çekmeniz!

ortigia (1)
Sicilya Adası: Genel Hatlarıyla Adadan Notlar

Sicilya Adası Konum

Sicilya; Goethe’nin “Sicilya’yı görmeden İtalya’yı anlamak mümkün değildir” sözünü okuduğumdan beri aklımın bir köşesinde saklıydı. İtalya ve İtalyan halkı hakkında yıllardır edindiğim tecrübeler sonrası bu cümlenin doğruluğunu gidip yerinde yaşama fırsatı bulduğum için gerçekten şanslıyım! Sicilya bana iyi gelecekti ve bunu uçağımız Catania havalimanı için alçalmaya başlayıp “Etna” tüm ihtişamı ile gözüme değdiğinde hissetmiştim.

Geçtiğimiz yıla kadar direkt uçuşu olmadığından öncelikli tercih edilen bir destinasyon olmayan Sicilya Adası; THY’nin geçtiğimiz yaz başı Catania uçuşlarına başlaması ile popülerlik kazanmaya başladı ve eminim bu yaz bir çok kişinin seyahat programına dahil oldu bile! Bu düşünceden yola cıkıp, theMagger okuyucularına Sicilya adasını bir yazı dizisi olarak hazırlamaya karar verdim. Böylece; çoktan planlanmış seyahatinize tavsiyeler ekleyebilir ya da sıfırdan planlanacak bir seyahat için gönlünüzce kendi rotanızı çizebilirsiniz.

Sicilya, Akdeniz’in en büyük adası. Haritada; İtalya çizmesinin hemen ucunda ve hafif tekmelenmiş ya da her an tekmelenebilirmiş gibi duruyor :). Güneyli İtalyanların pek sevdiği, havalı kuzeylilerin ise ada halkını “İspanyol etkisinde kalmış arabesk Yunanlılar” diye bir bakıma küçümsedikleri bu cennet ada; Avrupa’nın en yüksek ve aktif yanardağı Etna’ya ev sahipliği yapıyor olması sebebiyle fazlasıyla popüler. Gerçi bu popülerliğin diğer kanadını da dünyanın ilk mafya ailesinin bu topraklarda kurulmuş olması ve efsane “Godfather” film serisi oluşturuyor.

stromboli (1)
Sicilya Adası: Genel Hatlarıyla Adadan Notlar

Ada 9 şehirden ibaret. Agrigento, Caltanissetta, Catania, Enna, Messina, Palermo, Ragusa, Siracusa ve Trapani. Bu şehirlere bağlı onlarca köy ve kasaba olduğunu düşünürseniz size vereceğim ilk tavsiye; adanın tamamını tek bir seyahate sıkıştırmamanız yönünde. Ana şehirleri dışında Tiren denizinde bulunan “Lipari” adaları da (en büyükleri Alicudi, Vulcano, Lipari, Salina, Filicudi) mutlaka görülmesi gereken doğal güzellikler. Tiren denizinde bir de Stromboli adası var ki; aktif bir yanardağa sahip olduğundan o da en az Etna kadar görülmeye değer. En kaba hatları ile adanın kara bölümü ve deniz kıyısında bulunan destinasyonlarını düşününce seyahati Catania ve Palermo olarak 2 eşit parçaya bölmek ve her iki şehrin çevresini özenle gezmek yapılacak en mantıklı seyahat planı.

Ben ilk seyahatimi uçağımız direkt Catania’ya ineceğinden Catania ve çevresini gezmek üzerine planladım. Konaklamak için ise hiç düşünmeden Catania’ya yaklaşık 45 dakika uzaklıktaki Etna manzaralı güzeller güzeli Taormina’yı seçtim. Dolayısıyla size vereceğim tüm tavsiyeler kendi rotam dahilinde olacak. 😉

Catania

catania
Catania

Catania şehri ile ilgili kültürel seyahat bilgilerini bulabileceğiniz çokça blog mevcut o nedenle o kısma detaylı girmek istemiyorum. Genel olarak şehir oldukça büyük olsa da önemli tarihi değerler Via Etna caddesi yakınlarında konumlanmış durumda. Şehrin en etkileyici yanı; Via Etna caddesinin neredeyse tamamına yakınının Etna yanardağının küllerinden oluşan kraterlerin işlenip, zemine döşenmesi ile oluşmuş olması. Şehirde daha da etkileyici bir şey ararsanız; Etna’nın en yoğun lavını püskürttüğü 1669 yılında, lavların denize kadar ulaşıp kıyıyı doldurmuş olması var. Artık o lavların üzerine inşa edilmiş hayatlar var ve bu görüntüyü seyredalmak oldukça heyecanlı.

Bir klasik müzik ve opera sever olarak Stesicoro meydanında bulunan ve romantik İtalyan operasının kurucusu sayılan Vincenzo Bellini heykelini görmek benim için önemliydi. Görkemli katedrallerinin bulunduğu ve ferahlığını çok sevdiğim Katedral (Duomo) meydanının da kesin keyfi sürülmeli diye düşünüyorum. Şehrin sembolu olan fil; Duomo meydanında önce “Fontana dell’Elefante” çesmesi olarak karşınıza çıkıyor ama siz bir de yer karolarının üzerine döşenmiş demir fil figürüne ayağınızı sürün ki şansınız daim olsun! Meydanın hemen yanı başında olan “Pescheria” balıkçılar çarşısı ise tipik ada halkını gözlemlemek için kokusuna aldırmadan mutlaka gezilmeli.

Etna Dağı

etna (1)
Etna Dağı

Etna Dağı, adada deneyimlenecek en önemli güzellik! Doğal bir felaketin yaşandığı yere güzellik demek ne kadar doğru bilemiyorum ama felaket sonrası yeşeren hayat belirtilerine baktığınızda bunun bir güzellik olmadığını düşünmek doğaya haksızlık gibi… Limon bahçeleri ile başlayıp, üzüm bağları ile devam ederken yeşilin en güzel tonundaki bitki örtüsünün ansızın yeryüzünden silinmiş olduğunu görmek, katılaşmış ama hala sıcaklığını bir parça koruyan lav taşlarına dokunmak anlatılmaz derecede etkileyici.. Etna benim için; yaşamın her şart altında bir şekilde yolunu bulup yeniden yeşerebileceğini gördüğüm en değerli öğretiydi. Çok net söyleyebilirim ki; Etna sonrası hayata daha da sıkı bağlandım.

Taormina

taormina
Taormina

Taormina, tüm Sicilya adasını görmemiş olmama rağmen konaklamak için en doğru adres diyebilirim. Bunu daha önce adanın tamamını gezmiş arkadaşlarımdan duyduğum ve Taormina yaşamını 8 gün boyunca içime sindirdiğim için güvene güvene söyleyebilirim. Taormina yalnızca görülesi değil oralıymışcasına yaşanması gereken bir güzellik! O nedenle de Taormina’yı detaylı bir yazı ile ayrıca anlatacağım.

Messina

Sicilya’nın İtalyan anakarasına en yakın olduğu nokta. Bence şehrin en ziyaret edilesi yanı; feribot ile Stromboli adasına geçebilme şansı.. Oldukça aktif olan ama tehlikesizce lav püskürtürken bir yanardağa sahip olan ada, lavların denize ulaşmasını seyredebileceğiniz müthiş bir deneyim sunuyor.

Ragusa

Chef Vincenzo, Don Serafino (1)
Chef Vincenzo, Don Serafino

Ragusa şehri tipik bir İtalyan! Vaktiniz ne kadar kısıtlı olursa olsun gördüğünüze pişman olmayacağınız güzellikte… Bence şehre dair en iyi tavsiye; Michelin yıldızını da kapmış olan restoran “Don Serafino”. Eğer bir lezzet avcısıysanız yalnızca burada yenecek bir öğle yemeği için bile şehre uğramaya değer…

Ragusa’ya gitmek Syracuse şehrini görmeyi kesinlikle zorunlu kılmalı diye düşünüyorum.. Eski şehir bölgesini gezmeye doyamayacak ve dar sokaklarını, minik meydanlarını, (özellikle Piazza del Domo ve Piazza Archimede) şirin restoran ve cafelerini çok seveceksiniz. Syracuse şehrinin hemen yanı başında eski Yunan medeniyetinden izler taşıyan Ortygia adası bulunuyor. Yoğun gezmeli, sıcak bir günün öğleden sonrasını Ortygia’da değerlendirmek ve minik teknelerle yapılan turlara katılıp denizin keyfini çıkartmak iyi bir program olabilir.

acitrezza
Sicilya Adası: Genel Hatlarıyla Adadan Notlar

Genel hatları ile Sicilya adasını bu ana destinasyonlar ışığında detaylandıracağım.. Ben kendi adıma seyahat listeme bir çizik daha atmış olmanın keyfini sürüyorum.. Yaşadığım içsel serüven için de ayrıca şükrediyorum. Umarım kendinize bu nefis adayı görme, güzel insanlarını tanıma ve yaşamlarına karışma şansını tanırsınız. 😉