Bu yaz, sevdiğimiz yazarlarla özlem giderecek, yeni ya da daha önce takip etmediğimiz yazarlarla tanışacak, kısaca kitap okumaya fazlasıyla doyacağız. Yeni çıkan kitaplar başta olmak üzere okuyacaklarım, daha önce okuduklarım ve yine okuyacaklarımla birlikte yazlık okuma listemin yarısına gelmiş bulunuyorum. Henüz listesini oluşturmayanlar, listesini bitirip yeni bir liste yapma telaşında olanlar ya da listesinin dışına çıkmak isteyenlere de fikir olması açısından işte bu yazın benim için olmazsa olmaz kitapları:

Deliduman / Emrah Serbes

delidumanBir Emrah Serbes hayranı olarak yeni çıkardığı Deliduman kitabını da listemin başına koymam şart oldu. Her zaman olduğu gibi daha ilk sayfada kendisine esir etmeyi başardı. Küçük bir taşradan başlayıp İstanbul’a uzanan Çağlar, hikayesinde bizi Gezi Parkı Direnişi’ne de götürüyor. Henüz yazarla tanışmadıysanız, dili ve tarzıyla “deliduman” olmadıysanız şimdi tam zamanı! Kitaptan önce de Selim İleri’nin Emrah Serbes’e yazdığı açık mektubu okumalısınız. Selim İleri, mektubunda bütün “kıskançlığıyla” Emrah Serbes’in başarısını kutlamak zorunda olduğunu belirtiyor. Bu durumda, böylesine usta yazardan bu kadar değerli övgüleri hak eden Emrah Serbes’in başarısına biz de şahit olmalıyız. Dolayısıyla en kısa zamanda bugünün romanı Deliduman’ı alıp tatilimizin başucu kitabı yapmalıyız.

Okur Postası / Nalan Barbarosoğlu

okurpostasiBenim gibi, yazın da öyküden vazgeçmem diyorsanız Nalan Barbarosoğlu’nun Okur Postası kitabını mutlaka edinmelisiniz. Bu kitapta sadece Nalan Barbarosoğlu’nun öykücülüğüyle tanışmakla kalmayıp bambaşka bir öykü deneyimi yaşayacaksınız. Kitaptaki yirmi sekiz öykünün her biri aslında bir mektup ya da diğer bir deyişle kitaptaki yirmi sekiz mektubun her biri bir öykü. Halit Sercan, Vural Akarca, Engin Mercancı gibi hayali okurlar, Leyla Erbil, Selim İleri, Ayfer Tunç, Murat Gülsoy gibi gerçek yazarlara mektup yazıyor. Mektup aracılığıyla da kendi hikayelerini anlatıyor. Öyküye bakış açınızı değiştirecek bu kitabı bitirdiğinizde benim gibi siz de sevgili Nalan Barbarosoğlu’na “iyi ki, böyle bir kitap yazmışsınız!” diyecek ve teşekkür edeceksiniz.

Yaz / Kürşat Başar

yazVe sonunda hasret bitti, Kürşat Başar’a yeniden kavuştuk. Kürşat Başar, Yaz isimli romanıyla aradan geçen 11 yılın acısını çıkartıyor. Yaz mevsimi, çocukluğu kayıplarla ve travmalarla geçmiş esas oğlanın büyüme serüveniyle birlikte sarsıcı aşkında da başrolü oynuyor. Ve yaz bambaşka bir tanımla karşımıza çıkıyor: bitmesini hiç istemediğim eşsiz anlar ve hiçbir şeyin, hiç kimsenin sonsuza dek benimle kalmayacağını anladığım ayrılıklar mevsimi. Başucumda Müzik’i nasıl başucumuzdan eksik etmediysek Yaz’ı da yaz mevsiminde başucumuzdan eksik etmeyeceğiz. Kitabın sonunda da Kürşat Başar’dan bir ricamız olacak: “Lütfen, bir dahaki sefere arayı bu kadar açmayın.”

Bir Fasit Daire / Berna Durmaz

bfdListemdeki bir diğer öykü kitabı Bir Fasit Daire, bu yılki Haldun Taner Öykü ödülünün sahibi. Roman mahallesinin ve onların dışarıdan cafcaflı görünen ama aslında bunun tam tersi yaşamlarının anlatıldığı bu kitabı okuyunca Berna Durmaz’ın bu ödülü fazlasıyla hak etmiş olduğunu anlayacaksınız. Cemafer, Zarif, Sevgül, Topuz… Hepsi aynı mahallenin sakini olsa da hepsinin hikayesi ayrı. Her bir hikayenin okur üzerinde bıraktığı etki ise apayrı. Yazar, kendine özgü diliyle bizi bu fasit dairenin içine hapsediyor. Kitabı kapattığımda bu dairenin içinde öylece kalakaldım, dışarı çıkmam biraz zaman aldı. Siz de kitabı okuduğunuzda aynı şekilde hissedebilir hatta etkisinden kurtulamayıp bu gönüllü tutsaklığı bir süre daha devam ettirmek isteyebilirsiniz.

Dünya Ağrısı / Ayfer Tunç

dunyaagrisiAyfer Tunç’a tekrar hayran olacağımız Dünya Ağrısı aslında kışın okurlarıyla buluştu ancak yazın da okumak için ideal bir kitap. Bu kitabı henüz okumamış olabilirsiniz ancak bu kitabı bitirmeden yazı kesinlikle bitirmeyin. Tekdüze bir kasabada, tekdüze yaşamını değiştirme çabası, kendi dışında gelişen olaylar nedeniyle hüsranla sonuçlanan Mürşit sadece kendininkini değil dünyanın ağrısını da üzerinde hissediyor. Sağ olsun, bunu kitabın başından sonuna kadar kesintisiz şekilde bize de hissettiriyor. Bu kitabı yeniden listeme almamın nedeni bu sefer hikayeyi değil Ayfer Tunç’un tasvirlerdeki ustalığını tekrar görmek ve bu tasvirlerin altını defalarca çizmek istemem. Tasvir, sözcüklerle resim yapmaktır. Bu kitapta yazar resim değil resmen kocaman bir tablo çiziyor ve üstüne bu tabloyu çerçeveletip elimize veriyor. Bize de bu tabloyu alıp kitaplığımıza yerleştirmek düşüyor.

Fırtına Takvimi / Jale Sancak

fırtınatakvimiÖyküleriyle tanıdığımız Jale Sancak bu kez de ilk romanı Fırtına Takvimi ile karşımıza çıkıyor. Daha ilk romanında 2014 Duygu Asena Roman Ödülü’ne layık görülmesi de hikayeciliğin yanı sıra romanda da ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor. Fırtına Takvimi, Anadolu’nun uzak bir köşesinde, kayıp bir kasabaya sıkışıp kalmış insanları, onların kırık dökük hayatlarını ve artçı sarsıntılarıyla hepsinin kaderini ortak kesen bir ölüm olayını işliyor. Jale Sancak, böylesine sarsıcı bir konuyu kendisine özgü şiirsel bir dille anlatıyor. Buna karşılık olarak biz de, hem Jale Sancak’ın romancı yönü hem de bu kasaba insanları ile tanışmak için Fırtına Takvimi’ni listemize hemen ekliyoruz.

Yazarak Hafifleyin / Yeşim Cimcoz

yazarakÖykü ve roman listemizde bir kişisel gelişim kitabı da olmalı. Yeşim Cimcoz, bu yaratıcı yazarlık kitabında yazmanın iyileştirici gücünden bahsediyor; travmalarımızı ve içimizde biriktirdiğimiz sorunları kağıda nasıl dökeceğimizi ve böylece yazarak nasıl hafifleyeceğimizi anlatıyor. Beraberinde tüm bu sorunlardan arınmamız için bize kağıt ve kalemle bir çıkış yolu gösteriyor. Yazarak Hafifleyin bir gelişim kitabından öte bir kişisel deneyim kitabı. Kitapta alıştırmalar da veriliyor ve bu alıştırmaları yaparak içimizdeki yazarı keşfetmemizi sağlıyor. Aslında önce okuyarak hafifliyoruz sonra da kendimizi yazıyor, yazdıkça kendimize dair ne varsa sözcüklere döküyor ve kendimizi bambaşka açıdan tanımış oluyoruz. Okumanın yanı sıra yazma deneyimi yaşamak ve böylece de hafif bir yaz geçirmek, Yazarak Hafifleyin ile fazlasıyla mümkün olacak.

Kocan Kadar Konuş / Şebnem Burcuoğlu

kocankadarkonusBu kadar öykü, roman ve kişisel gelişim kitapları arasında kafamızı biraz dağıtmaya ve kahkahalarla gülmeye de ihtiyacımız var. Bu ihtiyacımızı da en iyi Kocan Kadar Konuş karşılayacak. Şebnem Burcuoğlu, kendi ailesinden yola çıkarak toplumumuzdaki evlilik saplantısını inanılmaz komik bir dille anlatıyor. Sonunda da kendisiyle hemfikir oluyorsunuz: “Koca bulmak çok zor iş, arkadaş!” Henüz okumadıysanız hiç beklemeden hemen bugün bir tane alın veya çoktan okudum diyorsanız da fark etmez,  yine okuyun. Çünkü yazın sıcaklarına ancak bu kadar eğlenceli bir kitapla katlanabilirsiniz.

Kelimeler, cümleler, başka hayatlar, farklı yazarlarla dolu dolu bir yaz geçirmek için kitaplar sizleri bekliyor. Hal böyle olunca biz ne yapıyoruz? Hemen en yakın kitapçıya gidiyoruz ve hatta bu kitapçıyı yaz boyunca ikinci adresimiz ilan ediyoruz. Herkese şimdiden iyi okumalar…