Ahmet Mümtaz Taylan, Mart ayında çıkan, Irmak Zileli’nin katkılarıyla yayınladığı söyleşi kitabı Ara Toplam ile sevenleriyle buluşuyor. Ara Toplam, bir yol gösterici, rehber, yolunu arayanlara tavsiye ve koordinatlar içermeyen, tam tersine Ahmet Mümtaz’ın “Yolumu ararken öğrendiklerim” diye betimlediği bir kitap. 

Ara Toplam, Ahmet Mümtaz Taylan | Fotoğraf: Instagram @cihangirkirtasiye

Ara Toplam, Ahmet Mümtaz Taylan

Ahmet Mümtaz Taylan, başarılı oyunculuğuyla çok geniş kitlelerin hem sevgisini hem de saygısını kazanmış bir oyuncu. Aynı zamanda yazan, okuyan, düşünen ve oyunculuğunu bu enstrümanlarla zenginleştiren de biri. Kendisiyle sürekli bir hesaplaşma, sorgulama ve hayatta olma amacını bulup ona hizmet etme gayretinde olan biri de aynı zamanda. Bu motivasyonla kendi hesaplaşmalarını değerlendirdiği, “yolunu ararken öğrendiklerini” aktardığı, tavsiye vermeyen -ama birebir yaşanmışlıklardan gelen- deneyimini yayınladığı kitabı ile okuyucalara ışık tutuyor.

Irmak Zileli’nin Ara Toplam’ın sunuş kısmında gerek kullandığı cümleler, gerekse kelimeleri sıralayışıyla kitabın iyi bir eser olduğunu hissettiğiniz, soruların niteliği dolayısıyla doğacak cevapların samimiyetine teslim olduğunuz da bir kitap aynı zamanda. Ara Toplam, söyleşi olması sebebiyle Ahmet Mümtaz’la sanki siz konuşuyormuşsunuz hissi veren bir eser. Hayat yolculuğu, düşüş ve kalkışlar üzerine ilham verici olan bu kitabı okuma listenize almanız için büyük bir heyecanla yazımı kaleme aldığımı da eklemeliyim.

Kitap genel olarak soru cevap üzerine kurgulanmış ve bir oyuncu özelinde Ahmet Mümtaz’ın hayatı üzerinden; ülke siyaseti ve ekonomisine de değiniyor. Benim kitaba dair en sevdiğim kısım ise Ahmet Mümtaz’ın bir örnek olma gayesi taşımaması sebebiyle sorulara içten ve dürüst cevaplar vermesi ve en önemlisi de kitabı okurken bu samimiyetin size geçmesi durumu oluyor. Yer yer siyasi görüşünü de paylaştığı, yer yer kendi hayatının özel sayılabilecek derinlikteki alanlarına okuyucuyu da davet ettiği hissi size geçiyor ve okunurluğunu artırıyor. Bunun yanı sıra sahip olduğu güçlü kurgunun yardımıyla sorular birbirini takip ediyor ve sanki konu konuyu açıyor. Bu da okuyucuya soruları sanki kendisi soruyormuş hissini veriyor. Bir soruyu cevaplandırdığında peşi sıra gelecek soru henüz okuyucunun aklına düşmüşken Irmak Zileli soruyu Ahmet Mümtaz’a sormuş bulunuyor bu da size sanki konuşmaya dahil olduğunuz izlenimini bırakıyor.

Kitaba dair en sevdiğim şeylerden bir diğeri de Ahmet Mümtaz’ın kendiyle hesaplaşması, sorgulamaları ve kendini dinlemesi oluyor. Bu durum dolayısıyla sizde de “Ben kendimle yeterince hesaplaşıyor muyum? Eğrilerimi doğrularımı tartıyor muyum?” tarzında düşüncelere sebep olabiliyor. Birey olarak kendini var etmenin, başlı başına birey olmanın aslında toplumda nasıl bir etkisi olduğunu, kendini beslemenin başkalarını çoğaltmak anlamına da geldiğini o kadar güzel anlatıyor ki… Özellikle hepimizin yalnızlaştığı ve kendine döndüğü şu günlerde toplum olmanın kaldırıldığı raftan önümüze gelmesine sebep oluyor. Toplumun parçası olmayı hatırlatırken bir yandan da kurulu düzenin topluma dayattığı önermeleri ele alıyor ve sistemin nasıl işlediğini ve o sistemin çarklarından nasıl çıkılabileceğine dair kendi deneyimlerini aktararak bir kapı aralıyor. Toplumu oluşturan sistemin hem en önemli hem de en önemsiz parçası olan insan için kendini inşa etmek, Ahmet Mümtaz için çok önemli bir yere sahip. Kendisi 38 yaşında verdiği “Yeniden hayata başlaması gerektiği” sorunsalını inceliyor ve bunu nasıl gerçekleştirdiğini okuyuculara aktarıyor.

Özellikle yolunu arayan, kendisini inşa etmek isteyen insanlara, ana amacı bu olmaması ile birlikte bir yol gösteriyor. Ama bu yol gösterme bizim anladığımız gibi “Şöyle yap, böyle yap” türünde bir dille değil, “Benim başıma bunlar geldi ve ben de böyle davrandım.” şeklinde ilerliyor. Ahmet Mümtaz’ı seversiniz, sevmezsiniz bu bir tarafa ama kendinizi aradığınız, hayat yolunda ben neredeyim, nereye varmak istiyorum gibi soruları düşündüğünüz bir dönemdeyseniz o yollardan geçmekte olan birinin dürüstlükle size eşlik edeceğinden emin olarak bu kitabı okuyabilirsiniz. Ve kitap bittiğinde de elinizde bir yol haritası yerine bir fener olacağından, onunla ne tarafı aydınlatmanız gerektiği konusunda fikir sahibi olacağınızdan emin olabilirsiniz, keyifli okumalar. İlham olsun!

Kapak Fotoğrafı: Instagram @sezininkaleminden

İlginizi çekebilir: Nesliay Ocakküçük’ten Seyir