Siz hiç bir kitabı okurken, beğendiğim yerlerin altını çizeyim dediniz mi? Muhtemelen evet. Peki okurken cümlelerin hepsini çizdiğiniz oldu mu? Muhtemelen hayır. Rollo May’in “Kendini Arayan İnsan” adlı kitabı öyle bir kitap ki, kendimi ertesi günkü sınava konu yetiştirmeye çalışan öğrenciler gibi hissettim. Bir baktım ki bütün kitabı çizmişim…

Peki nedir bu kitabı bu kadar güzel ve anlamlı kılan? Bir kere kişisel gelişim kitaplarında olan, “şunu yapın ya da bunu yapın” minvalinde, tekdüze ve işe yaramayan talimatlar yer almıyor içerisinde. Bir gecede hayatınızı değiştirecek sihirli yanıtlar da sunmuyor size. Kendinizde veya başka bir kişide gördüğünüz davranışları, elde ettiği psikolojik tespitlere dayandırabiliyorsunuz. Çünkü kitap, yaşantımızı tüm gerçekliğiyle analiz ediyor. İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında yaşanan krizlerden edindiği çıkarımlarla, günümüze uyarlanabilecek geniş bir perspektif sunuyor. Üstelik bunu akıcı bir dille, ünlü düşünürlerden alıntılar yaparak ve mitlere de yer vererek başarıyor Rollo May. Kitap bittiğinde kendinizi bulmuş olacak mısınız? Bana sorarsanız hayır. Çünkü hayat bulmaktan değil, aramaktan ibaret. İçsel bütünlüğünüzü tamamlamaya çalışarak yolculuğunuzun tadını çıkarın…

“Yola çıkmak kaygıyı çoğaltmaktır; yola çıkmamaksa kendini kaybetmektir… Ve en üst anlamıyla yola çıkmak kendi benliğinin farkına varmaktır.” – Kierkegaard

Rollo May (1909/1994)
Rollo May (1909/1994) | Fotoğraf: Varoluşçu Psikolog

Dünyanın en ünlü psikoterapistlerinden olan Rollo May, varoluşçu felsefenin yanı sıra hümanist psikolojinin de önemli isimlerinden biri olarak biliniyor. Psikoterapi çalışmalarına Viyana’da başlayıp, psikoloji doktorasını ve psikanaliz eğitimini New York’ta tamamlamış. Yazdığı eserlerin en önemli özelliği, psikiyatri/psikoloji okurlarını aşıp genel okuyucu kitlesine ulaşabilmesi.

Belki pek çoğumuzun duyduğu şu söz ona ait: ”Sevginin karşıtı nefret değil, kayıtsızlıktır.”

Varoluşçuluk
Varoluşçuluk | Fotoğraf: Felsefe

Rollo May şu sözlerle başlıyor kitabına…

“Endişe çağında yaşamanın ender nimetlerinden biri, bizi kendimizin farkında olmaya zorlamasıdır. Standartlar ve değerler altüst olduğunda, içinde yaşadığımız toplum, Matthew Arnald’ın deyişiyle, ”ne olduğumuz ve ne olmamız gerektiği’‘ hakkında bize net bir tablo sunamadığında kendimize dair arayışımıza geri döneriz. Dört bir yanımızı saran acı verici güvensizlik duygusu, bize şu soruyu sormak için yeni bir dürtü sağlar: Acaba gözden kaçırdığımız önemli bir rehber ve güç kaynağı var mı? Ne geçmiş ne de gelecek açısından hiçbir şeyin kesin olmadığı bir dönemde kendini gerçekleştirmeye giden o uzun gelişme sürecine nasıl girişilebilir?

Varoluşçuluk
Varoluşçuluk | Fotoğraf: Felsefe

Kitaptan fazla alıntıya yer vermek doğru olmaz, okuyup keşfetmeniz daha güzel olacaktır. Son olarak kitapta yer alan, benlik bilinciyle alakalı şaşırtıcı bir çıkarımı buraya eklemek istiyorum.

“Modern toplumda benliğin gücü hissinin yitirilmesine dair daha az dramatik örnekler çevremizde mevcut ve hatta bunlara öylesine sık rastlanıyor ki genellikle görmezden geliyoruz. Örneğin günümüzde radyo programlarının kapanışında sarf edilen tuhaf bir cümle var: ”Dinlediğiniz için teşekkürler.” Durup düşündüğünüzde bu deyiş gerçekten son derece hayret verici. Eğlendiren, görünürde değer içeren bir şey veren kişi bunu alan kişiye neden teşekkür etsin ki? Alkışı kabul etmek ayrı, fakat dinleyiciye sizi dinleyip eğlenme lütfunu bahşettiği için teşekkür etmek bambaşka bir şey. Bu durum verilen hizmete atfedilecek değer yahut değersizliğin tüketici veya alıcının keyfine kaldığı anlamına geliyor; verdiğimiz örnekteki tüketiciyse halktan başkası değil. 

Birçok insan davranışlarının değerini davranışın kendisiyle değil de bu davranışın nasıl kabul gördüğüyle ölçüyor. Pasif olan alıcı kendisine yöneltilen şeyi başarılı yahut başarısız kılacak güce sahip. Dolayısıyla biz de hayatta birey olarak yaşayıp davranmaktansa oyuncu olma eğilimine kapılıyoruz.”

Var olduğuna sevindiğim varoluşçu, bu kitabı yazıp bize ulaştırdığın için teşekkür ederim! Okurların senden teşekkür beklemiyor…

Kapak fotoğrafı: Instagram / @psk.busraceylan

İlginizi çekebilir: BiblioMagger’dan Kitap Önerileri