Atina’ya sadece 80 kilometre uzaklıkta koyları, lezzetleri ve tarihi ile gizli kalmış bir adresi keşfetmeye ne dersiniz? Bugünkü adıyla Halkis olarak bilinen ancak Osmanlı tarihinde çokça adı geçen Eğriboz Adası’nı keşfettik. Ege Denizi’nde stratejik konuma sahip Eğriboz Boğazı’nda bulunan Halkis Adası; neredeyse 500 yıl Osmanlı himayesinde kalmış, hâlâ tarihin izlerini taşısa da görmesi gereken ilgiyi çok fazla göremiyor. Mavi yeşil denizi, uzun kumsalları ve sizi bambaşka bir dünyaya taşıyan plajları ile Halkis’i gezmeye hazır olun.

Ege Deniz’nin en dar noktasındaki Eğriboz boğazında bulunan Halkis, belki de Ege Denizi’nin en güzel mavisini taşıyor. Bir zamanlar Venediklilerin en önemli deniz üssü olan Eğriboz, aynı önemi Osmanlı donanması için taşıdığından Fatih Sultan Mehmet tarafında kuşatılmış ve fethedilmiş. Adaya geçiş için kullanılan iki köprü bulunuyor. Biri eski köprü, diğeri ise yeni köprü. Otoban üzerinden geldiğiniz zaman sizi modern köprü dedikleri yeni köprüye yönlendiriyorlar ancak eski köprünün tarihi oldukça önemli. Eski köprü olarak adlandırılan adanın ilk köprüsü Fatih Sultan Mehmet’in adayı kuşatması ile üç günde tamamlanmış. Atların ve topların rahatça adaya geçebilmesi için yapılan köprü hâlâ kullanıma açık. Eski köprü aynı zamanda eski şehri yeni şehir ile birbirine bağlıyor ve boğazın en dar kısmında bulunuyor. Boğazdaki yön değiştiren gelgit ise dünyanın sayılı noktasında bulunan bir doğa hareketi olduğu söyleniyor.

Ege Denizi’nin Gizli Tarihi

Tarih boyunca önemini yitirmeyen boğaz Fatih Sultan Mehmet gibi Kanuni Sultan Süleyman zamanında da oldukça önem taşımış ve Osmanlı deniz üssü olarak kullanılmış. Fatih Sultan Mehmet’in adayı Osmanlı himayesine almasıyla bölgede 11 cami inşaa edilmiş. Osmanlı topraklarında bu kadar çok caminin olduğu başka bir bölgenin bulunamaması dikkat çekici. Camilerin çoğu hâlâ varlığını sürdürüyor ancak müze olarak veya tamamen kapatılmış durumdalar. Halkis’te bugün de Müslümanların yaşadığı bir bölge bulunuyor. Ada nüfusunun neredeyse yarısını oluşturdukları söyleniyor.

Konaklama ve Ulaşım

Bizim gibi araba yolculuğunu seviyorsanız eğer İstanbul – Halkis arası yaklaşık 11 saat sürecek. Bu planı yaparken bol gezmeli ve yemeli olsun istediğimizden biz bir gece Selanik’te konaklayıp yola öyle devam ettik. Türkiye sınırından çıktıktan sonra Halkis’e varana kadar toplamda 30 euro otoban ücreti ödedik. Konaklama için sahilde oteller bulunuyor. Biz Booking sitesi üzerinden ayarladığımız bir evde kaldık. Otelden farkı yoktu diyebilirim. Otelde kalmak isterseniz iki kişi iki gece ortalama fiyatlar 150 euroyu buluyor. Bizim kaldığımız ev iki gece için 91 euro tuttu.

Mavi-Yeşil Sular, Beyaz Kumlar

Plajlarının güzelliğine vurularak rotamızı çevirdiğimiz Halkis’in tarihi bizi oldukça etkiledi. Halkis, deniz tatili yapıp deniz ürünlerine doyacağınız ve aynı zamanda en ekonomik seçim olacak tatil rotası diyebiliriz. Bölgede 50 farklı plaj bulunuyor. Adanın kuzeyine doğru 1.5 saatlik yolculuk ile adeta Maldivlerin beyaz kumlarına ulaşabiliyorsunuz. Merkezden ayrılmak istemezseniz eğer daha küçük plajları tercih edebilir veya merkeze 15 dakika uzaklıkta bulunan koylara gidebilirsiniz. Plajlarda tüm Yunan adalarında olduğu gibi şemsiye ve şezlong için ücret alınmıyor. Sadece yediğiniz ve içtiğiniz şeyleri ödüyorsunuz. Yunanistan’da yaz tatilinin en keyifli kısımlarından biri bu değil mi? Merkeze yakın ve size Bali havası yaratan Bora Bora Beach tercih edebileceğiniz iyi bir alternatif. Ancak erken saatte gitmezseniz yer bulamayabilirsiniz. Biz yer bulamadığımız için yanında bulunan Ippokampaki plajının keyfini çıkardık. Plajda su 50 cent; bira, kola, soda gibi gazlı içecekler 2.5 ile 4.0 euro arasında değişiyor. Yiyecekler ise 4.5 – 6 euro arasında değişiyor. Biz cheeseburger ve club sandviç seçtik. Cheeseburger 5.5 euro, club Sandviç 6 euro. Plajda su sporları deneyebilirsiniz. Su sporlarının ise kişi başı 5 eurodan başlayan fiyatları var.

Yeme – İçme

Sahil boyunca birçok restoran (taverna) ve kafe bulunuyor. Özellikle eski şehir tarafında marina kısmı akşamları çok hareketli. Daha çok fast food diyebileceğimiz gyros veya Burger tarzı yemekleri bu tarafta bulabilirsiniz. Sabah kahvaltı için biz ‘Bakara’ adlı bir kafe seçtik. Yediklerimiz gerçekten harikaydı. Kahvaltı ortalama kişi başı 7.5 – 9 euro arası değişiyor. Kahveler ise 2.5 ile 4 euro arasında değişiyor.

Akşam yemeği için sahilde bulunan tavernalardan en çok beğendiğimiz Oyzepi oldu. Kumsala bıraktığı masaları ile gün batımından itibaren denizin, güneşin ve yıldızların keyfini çıkarmak için en iyi tercih olabilir. Daha önce Türkiye’de Kuşadası’nda çalışmış bir garsonun sempatikliği ile karşılaştığınızda sakın şaşırmayın. Yunanistan’ın genelinde 9 euro olan deniz ürünleri Halkis tarafına geldiğinizde 7 eurodan başlıyor. Bugüne kadar Yunanistan’da yediğim en iyi deniz ürünlerini burada yedim diyebilirim. Şimdiye kadar büyük olduğunu düşündüğünüz porsiyonların tamamını unutun. Bunlar kadar büyük porsiyon daha önce görmüş olmanız imkânsız. Salatalar ve mezeler 4 – 6 euro arası değişiyor. Her akşam 4 deniz ürünü, 4-5 meze, salata ve uzo ile ortalama ödediğimiz hesap kişi başı 20 euro oldu. Bu arada bu 20 euroda 1 euro bahşiş bıraktık. Yani aslında kişi başı 19 euro. O kadar iyi siz düşünün.

Nereleri Gezmeli?

Birçok yer şu an restorasyonda. Ancak gittiğiniz zaman açılmış olması söz konusu. Osmanlı’dan kalan Emizade Camisi, Bin Mehmet Çeşmesi, Kırmızı Ev özellikle görülmesi gereken yerler. Bunun dışında şehrin büyük görkemli kilisesi görülmeye değer. Şehrin tümünü gezip denize gitmeden kültürel bir tur yapmak isterseniz aşağıdaki listeyi tamamlamanız yeterli olacak.

• Emirzade Cami
• Arkeoloji Müzesi
• Halkis Kültür Müzesi
• Eski Köprü
• Modern Köprü
• Deniz feneri
• Karababa Kalesi
• Akropolis Müzesi
• Saint Paraskevi Kilisesi
• Kırmızı Ev

Turiste rastlamadığınız ve sizi turist değil komşu görenlerin şehri Halkis. Yunanistan yolcuları için keşfedilmeyi bekleyen en yeni rota. Detayları görmek isterseniz YouTube kanalımızdan Halkis videolarını izleyebilirsiniz.

Kapak Fotoğrafı: Gizem Erenay Kılıçaslan

İlginizi çekebilir: Deniz Yılmaz Akman’dan Midilli Adası Notları