Günlük… İnsanlık yazıyı bulduğundan bu yana belki de bir şekilde tutulan günlüklerin tarihsel gelişimi nasıldı, ilk ne zaman ortaya çıktı, gibi sorulara yanıt bulmaya çalıştım. Hem tarihinden, hem de günlüğümden bahsettiğim bu yazıya hoş geldiniz!

Günlük
Günlük | Fotoğraf: Unsplash/@joannakosinska

Günlük ve Tarihi

Günlük (Diary) kelimesi etimolojik olarak Latince diarium kelimesinden, “ölen gün” gibi bir anlama gelen kelimeden türeyerek hayatımıza girmiş. Bu kelimenin ilk kez 1605 yılında kullanıldığı biliiyor. Tarihe göre düzenlenmiş, günlük yaşam kaydı olarak tanımlanan günlüğün ise, bilinen en eski örneğinin MS. 2. Yüzyıl’da Roma İmparatoru Marcus Aurelius’a ait olduğu söyleniyor. Fakat tarihsel olarak daha geriye gidildiğinde günlükle benzer özellikler taşıyan, Keops Piramidi’nin dışını kaplayan taşın, Tura’dan Giza’ya taşınmasını anlatan, papirüse yazılı eski bir Mısır seyir defteri olan Merer’in Günlüğü karşımıza çıkıyor.

Diğer yandan 9. Yüzyılda yaşayan Çinli bilim insanı Lio Ao bir seyahat günlüğü tutarken, 11. yüzyılda Ahmed İbn Benna, tarihe göre düzenlenen Kuzey Avrupa seyahatleri hakkında bir günlük tutuyordu… Buradan seyahatnamelerin bir günlük olduğu varsayımını yaparsak tarihte oldukça fazla örneğe rastlayacağımız da aşikar.

Betthoven'a Ait Günlük
Betthoven’a Ait Günlük | Fotoğraf: Paper Republic

İnsanlık, günlüğü Ortaçağ’da günlük olayların manevi yorumları olarak kaydederken, Rönesans döneminde düşünceleri ifade eden bir araç olarak kullandı. 18. yüzyıla kadar günlükler çoğunlukla erkekler tarafından tutuluyor, genellikle iş ya da çiftçilikle ilgili notlardan oluşuyordu. Diğer taraftan günahlarını itiraf ettikleri günlükler de söz konusuydu. Okuryazarlık oranları arttıkça kağıdın azalan maliyeti ve insanların kazandığı “benlik” farkındalığı günlük tutma alışkanlığını 18. yüzyılda popüler hale getirdi. 

Artık bir edebi bir değer de taşıyan günlük, ilk kez 1818’de John Evelyn’in 17. yüzyıl İngiltere’sindeki hayatıyla ilgili yazdıklarının basılmasıyla bu yazı türünün önü de açılmış oldu. Emily Bronte’nin Uğultulu Tepeler kitabı bu dönemin ilk örneklerinden sayılabilir. 

Marco Polo'ya Ait Bir Günlük
Marco Polo’ya Ait Bir Günlük | Fotoğraf: Paper Republic

Bu tarihten sonra kadınlar arasında daha da yaygınlaşan günlük, erkekler tarafından artık saçma ve anlamsız olarak görülse de günlük yazma alışkanlığı popülaritesini hiç yitirmedi. Anne Frank’ın Bir Genç Kızın Günlüğü, Samuel Pepys’in Büyük Londra Vebası gibi eserleri tarihçilere de ışık oldu. 

Günümüze doğru yaklaştıkça günlükler, yerini 90’lı yılların sonunda internet üzerinde açık günlüklere, sonrasındaysa bloglara bıraktı. İnternetin yaygınlaşması, teknolojinin ilerlemesiyle mobil uygulamalarla birlikte dijital günlükler ya da hayatımızın bir parçası haline gelen sosyal medya platformları ortaya çıktı. “Fakat hiçbiri yazmanın verdiği başbaşalık durumunun önüne geçemedi…“diye düşünüyorum.’

Bugün, Günlük
Bugün, Günlük | Fotoğraf: Gizem Öztürk

Benim Bugün’üm

Yıl 2021. Bundan tam 10 yıl önce Temmuz ayında yazmış olduğum günlüğüme ait bir sayfayı okuyorum. “Bu yaz headbang yapmak istiyorum, oof!” işte size bir ifşa! Evet, bu cümle yazıyor. Rock FM dinleyip, gece geç saate kadar uyumadığımdan bahsedip, ergenliğimi son noktasına kadar kullanıyorum. Nedense ergenliğin zor bir şey olduğu fikri bana hep saçma gelmiştir. “Ben ergenken normaldim yeaaa” diyenlerdendim hep. Öyle olmadığımı 26’yken fark etmem de komik bir tecrübe oldu.

Yeşilköy’de denize girmişim, yanmışım ve hayat çok zor! İşte ergenliğimi detaylandıran başka bir cümle daha… Sahi, 2010’da Yeşilköy’de denize girmek mi? 16 yaşındaki Gizem sanki biraz haklıymış. Evet, günlük böyle bir şey. Geçmişe dair zihni hep diri tutan, hatırlatan, yüzüne şapşal bi’ gülümseme kondurmana sebep olan! Ama şunu fark ettim ki hayatımda hiç “iyi ki” dediğim noktaları yazmamışım. Ufak gibi görünen tecrübelerimi hep atlamışım.

img_9556
TheMagger Bugün | Fotoğraf: Gizem Öztürk

The Magger’ın bana kazandırdığı bu defter, günün özünü, salt detaylarını, mutluluklarımı, keşiflerimi özetlemem için beni motive edecek. Benim mottom genellikle: “Bir şey anlam kattığın kadar vardır” oldu. Bir şeye anlam kattığımda hayatımı dahil edebiliyor, bu defteri  tarihin tozlu sayfalarına değil, bir el kitabı gibi kullanacağıma inanıyorum. 
Bugün’ün defteri, yarının başucu kitabı olacak belki de! Ne demiş The Magger, kaydetmek, unutmamak, hep hatırlamak isteyenlerin rehber günlüğü; Bugün! Yıllar önce bana günlük tutmamı söyleyen babama en içten teşekkürler!

Kapak Fotoğrafı: Gizem Öztürk

İlginizi çekebilir: Yogi Magger’dan Günlük Tutmak